CNN TÜRK HERYERDE BİR HABER VAR YENİŞAR

VİDEO TIKLA-İZLE-PAYLAŞ

CNN TÜRK YENİŞAR from muma on Vimeo.



Bu hafta Beyşehir Gölü’nden , Anamas Dağlarının ve Batı Torosların en yüksek zirvesi olan 3000 metrelik Dedegöl yada yerel ismi ile Dedegül dağını bir rota yapacağız..Rotanın başlangıç noktası Isparta’ya bağlı Yenişarbademli İlçesi olacak.. Önce Beyşehir gölünü dolaşıp gölün son durumun inceleyeceğiz..Ardından Melikler yaylasına çıkıp Pınargözü mağarasını göreceğiz . Daha sonra Dedegül dağına tırmanıp 2400 metredeki dağ lalerini bulacağız ve devamında zirve yapacağız..Zirve sonrası iniş için kuzey rotasını kullanıp 2360 metredeki Karagöl’de rotamızı tamamlayacağız..

Antalya-Eğirdir-Aksu üzerinden yeni yapılan stabilize dağ yolunu kullanarak Yenişarbademli’ye ulaşmayı hedefliyoruz…Bu yol olmasaydı AnamasDağları’nın etrafını dolaşmamız gerekecekti.Bu da 2 saatlik bir zaman kaybı demek..Stabilize yol boyunca Anamas Dağları’nın en yüksek noktası olan Dedegül dağı’ı bize eşlik ediyor..Karlı zirvesi heybetli görünüşü ile oldukça davetkar, çekici bir dağ..

Kısa bir süre sonra Yenişarbademli’nin hemen üstünde yer alan Senit yaylasına ulaşıyoruz..Senik yaylasından hem Dedegül Dağı’nı hem de Beyşehir Gölünü bir arada görebilmek için Yangın Gözetleme kulesine tırmanıyoruz..

İşte rotamızın başlangıç ve bitiş noktası.Denizden 1100 metre yükseklikteki Türkiye’nin 3 üncü büyük gölü Beyşehir Gölü ve 3000 metrelik zirvesiyle Dedegül dağı..

Dedegül dağı ismini 2400 metrelerde bulunan yaz aylarında açan güzel kokulu Dedegül adlı çiçekten alıyor..Bu mevsimde belki göremeyiz ama şansımız yağver giderse size yabani dağ lalelerini gösterme fırsatını bulabiliriz..

Senit Yaylası’ndan Yenişarbademli’ye iniyoruz..Isparta’ya bağlı Yenişarbademli doğası ve tarihi ile şirin bir ilçe..Etrafı çam ormanları ile çevrili..Hemen önü Beyşehir Gölü..Kanyonları,gezi parkurları,mağaraları,buzul gölleri ,endemik bitkileri ve hayvanları ile keşfedilmeyi bekleyen bir yer..Tek dezavantajı kalacak yer olmaması..Eğer birkaç gün buraları gezip dolaşmak istiyorsanız çadırınızla gelmeniz gerekir..Yada bir köy evin misafir olmanız..Biz geceyi Yenişarbademli’ye bağlı tek köy olan göl kenarındaki Gölkonak köy muhtarının evinde konaklıyacağız..

Muhtar Remzi Yedirmez aynı zamanda balıkçı..Balıkçılık Beyşehirgölü için önemli bir gelir kaynağı..Ancak son zamanlarda göl suyunun çekilmesi,balık çeşitlliğinin azalması nedeniyle balıkçılar zor durumda..

Balıkçılıktan umudunu kesen köylü çiftçiliğe başlamış..Gölün çekilmesi sonucu ortaya çıkan alanlar tarım arazisi ve mera olarak kullanılıyor..

Beyşehir Gölü Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı. Göl; doğal güzelliği, zengin biyolojik çeşitliliği ile Türkiye nin önemli sulak alanlarından biri..Ayrıca endemik balık türleri açısından da oldukça zengin....Ancak son zamanlarda yağışların azalması, sulama amaçlı gölden su çekilmesi nedeniyle göl can çekişmeye başlamış..Göldeki daralma bazı bölgelerde 1 kilometriyi buluyor.. Türkiye’nin en büyük tatlı su kaynağı kuruma tehlikesi ile karşı karşıya..Gölün kuruması biyolojik canlılığında yok olması anlamanı geliyor..

Nilüferleri ve gölü arkamızda bırakarak mağaracılık bilimi literatüründe önemli bir yeri olan, haritalandırma ve keşfi süren 1500 m deki “Pınargözü” mağarasını görmek üzere yola çıkıyoruz..

Pınargözü harika bir yer.Ama mesire yerine dönüştüğü için doğallığını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya.Mağra ağazı ile 5 metre gerisi arasında 5 derecelik bir ısı farkı var.Mağra çok soğuk.Yanımızda gerekli malzeme olmadğı için mağra içine girmiyoruz.

Geceyi geçirmek için Gölkonak köyüne geri dönüyoruz..Bu bölgede kalacak yer sorun.Çadır için güzel yerler var.Ancak yanımızda çadır yok.Biz de Gölkonak muhtarı Remzi Yedirmez’in evine konuk oluyoruz.Çok misafirperver insanlar.Rahat bir gecenin ardından Sabahın ilk ışıkları ile birlikte Dedegül Dağı’na tırmanmaya başlıyacağız.. Yürüyüşümüze Melikler Yaylasından başlıyoruz..Rehberimiz bir zamanlar bu dağlarda çobanlık yapmış şuanda Yenişarbağdemli belediyesi’nde işci olarak çalışan Muzaffer Gencer..Gencer’in rehberliğinde Yaşlı Karaçam ve sedir ormanlarını geri de bırakarak yükseliyoruz..

Dedegül dağı doğru zamanda, doğru ekipman ve doğru rota ile herkesin çıkabileceği bir dağ..En azından bize öyle söylendi..Yere her basışımızda keskin bir kekik kokusu etrafa yayılıyor..2000 metreye ulaşıyoruz.Buraya kadar fazla çorlanmadık.Çok dik bir parkur.Gencer bizi kestirmeden çıkarmak istiyor.Ancak kestirme yol çok dik...Dağ lalelerini göremek istiyoruz ama henüz bir tane bile görebilmiş değiliz..Hava çok güzel..Bir önceki hafta dağa şenliği için gelen dağcılar kötü hava şartları nedeniyle bu yükseklikten geri dönmüşler.

Önümüzdeki dik kayalık bölümü aşınca karşımıza binbir çiçekle bezenmiş Engerek yaylası çıkıyor.. İşte dağ laleleri..2200 metredeyiz..Çevremizde 20 yada 30 dağ lalesi var..Çok güzeller.Sadece bunun için buralara gelinir..

Karlı bölüme ulaştık..Önümüzede geniş bir kar örtüsü var..Güneş alan yerler yumuşak gibi görünüyor ama gölge alanlar buz..Ayakkabılarımız buna uygun değil..Ama kar örtüsünü dolaşma yerine yumuşak bir bölgesinden geçmeyi deniyoruz..

Karda düşmek problem değil .Problem yarım saatte çıktığınız 200 metreyi eğer kayalar çarpıp yaralanmamışsanız yeniden tırmanmak..Çünkü kar örtüsünün uzunluğu bazı yerlerde 500-600 metreyi buluyor..bu da 500-600 metrelik buzdan bir pist demek..Ancak şansımıza havanında güneşli olması nedeniyle kullandığımız geçiş noktasında kar ayak basılacak kadar yumuşamış..Tek problem kaya dipleri.O bölgeler güneş almadığı için buz..Yumuşak yere geçmek için 2 metrelik buz tabakasını geçmek gerekiyor.Bu 2 metre herşeyi altüstü edebilir.Rehberimiz Muzaffer Gencer tepeden koşarak yumuşak yere atlıyor.Çılgınca bir hareket ama başarıyor.Bizde aynı şeyi tekrarlıyoruz.Daha sonra yürüyerek karlı bölgeyi geçiyoruz.

Beyşehir Gölü manzarasını arkamıza alarak tırmanışa devam ediyoruz..Zirveye yaklaştıkca eğim artıyor..Tırmanmakta biraz zorlanıyoruz..Çünkü bizler dağcı değiliz..Ama amacımızda bu zaten..Buralara herkesin gelebileceğini göstermek..

Sonunda zirvedeyiz...Zirve aslında 2998 metre....Zirveye dikilen türk bayrağı 3000 metreyi tamamlamış oluyor..Aşağıda harika bir manzara var..Eğridir gölü bile buradan görülebiliyor..Bir müddet dinlenip zirve defterini imzaladıktan sonra güneydoğu rotasından inişe geçiyoruz.Hedefimiz Karagöl..

Dedegül Dağı’nın zirvesinden Karagöle inmeye başlıyoruz..Ancak iniş umduğumuz gibi olmuyor..Erimemiş buzul kütleleri sık sık rota değiştirmemize neden oluyor..Onca yorgunluğun üstüne bu iniş ve çıkışlar bizi bitiriyor..Dağ çıkışların en zor kısmı inişleri..1500 metrelik bir merdivenden indiğinizi düşünün..Bir de zemin kaygansa dizlerinizin bağı bir müddet sonra boşalmaya başlıyor..Sonunda zorlu bir iniş sonrası 2360 metredeki Karagöle’u ulaşıyoruz.. Sarp kayalıkların içine sıkışmış yanlız bir göl..Yaz aylarında su kalmıyormuş.Tam zamanında gelmişizi.Ancak ayaklarımızda derman kalmadı.Bizler dağcı değiliz.Bu nedenle biraz zorlandık ama herkesin buralara gelebileceğini de göstermiş olduk.
Güven İslamoğlu

Hiç yorum yok: