Mükemmel bir araştırma,dil yapımız üzerine incelemeler


GÖLKONAK MUMA AĞZI
GİRİŞ
Yaptığımız araştırmalarda çok geniş bir söz hazinesine sahip olan köyümüzün ülkemizin dört bir yanındaki yörelerle söz ve yapı benzerliği gösterdiği muhakkaktır..Bunun dışında birçok kelime ve özellikle deyimler ve bedduaların hususi özellik göstermesi oldukça dikkate şayandır.Yalnızca bizim köyümüzde yahut yöremizde bu kadar kelimenin var olması Türkçenin Anadolu”da ne denli söz hazinesine sahip olduğunu sanırım gösterir.bu kelimelerin yapım ekleri getirilerek birden fazla şekilde kullanıldığını düşünürsek kelime hazinemizin ne kadar geniş olduğu görülecektir.Derlememizde 800 civarında kelime, deyim, beddua ve atasözü yer almaktadır.Söz varlıkları seçilirken kelimelerin söyleyiş özelliği veya kullanımlarının yöremize has olmasına dikkat edildi.Basit ses değişimleri olan kelimeleri almamaya gayret ettik.Bunun dışında birçok yörede kullanılan kelimelerden bazılarını köyümüz ağzını daha belirgin ifade edebilmek amacıyla aldık.Mesela Amat>Ahmet, vişne>fişne, ilimon>limon, rüzgar>örüzgar gibi başka yörelerdede yaygın olan ifadeleri almadık.Bunun yanında gumpir>patates, çente>çanta, çimmek>yıkanmak gibi ortak ifadeleri aldık ki konuşma hususiyetleri daha sarih ifade edilebilsin.Müstehcen kabul edilebilecek bazı kelimeleri de alma gereksinimi duyduk. Zira biz beğensek de beğenmesek de insanımız kendisini zaman zaman böyle ifade ediyor. Ayrıca biz bir tespit yaptığımız için bu kelimelerin atılması da herhalde uygun olmazdı.
Yalnızca yazıdan, kelimelerin söylenişlerini çıkartmak zor olduğu gibi bazen anlam bulanıklığı da olabilmektedir. Bu nedenle bu bulanıklığı ortadan kaldırabilmek amacıyla tereddüde düşülebilecek kelimeleri köyümüze has konuşmalarla cümlede vermeye çalıştık. Özellikle yazı dilimizde gösterilemeyen “nazal n” veya “geniz n” sini gösterebilmek için bu harfi italik yazarak altını çizdik. Kelimeleri okurken uzun kısa şekillerine ve bu n harfinin söylenişine uyarsak kelime ve sözleri daha rahat kavrayabiliriz. Bu konuda kısaltmalar bölümündeki açıklamaları dikkatle okuyunuz.
Bir yörenin ağız özelliğinden kasıt yalnızca kelimelerden ibaret değildir. O kelimelerin birlikte kullanımları, söyleyiş özellikleri, deyimleri de bu özelliklerin en vazgeçilmez unsurlarıdır. Bu nedenle amacımız bir sözlük oluşturmaktan öte konuşma şeklini ifade edebilmek gayesi gütmektedir.
Köyümüz ağzının Antalya, Muğla, Karaman ağızlarıyla oldukça benzeştiğini, söyleyiş olarak Konya ağzının bazı özelliklerini yansıttığını ancak kendine has da bir söyleyiş oluşturabildiğini gördük.Özellikle birçok kelime ve deyim ya sadece köyümüze has ya da yalnızca bizim yöreye has kelimelerdir.Bu kadar orijinal sözcüğün çıkması oldukça şaşırtıcıdır aynı zamanda aslında dilimizin ne denli kuvvetli olduğunu göstermektedir. Dikkat çekici noktalardan birisi aynı kelimelerin küçük bir köyde birkaç değişik kullanımının olmasıdır.Mesela baba kelimesi buva, boba şekillerinde kullanılırken; geliyor kelimesi “geliyo” ve “geliyoru” şekillerinde kullanılılabilmektedir.
Lütfen eksik ve yanlışlarımız hakkında yorumlar yazalım ki geleceğe güzel bir kayıt bırakalım.Ayrıca nerede olursak olalım bir yaşlımızın konuşmasına kullandığı sözlere kulak verelim; zira kayıt ve yazıya geçirme hususunda hayli gerilerdeyiz.
Köyümüz ağzının özelliklerinin belli başlıları şunlardır:

1. TEKİL ŞAHIS EKİNİN KULLANIMI
İlginç kullanımlardan birisi olan bu ek “-n” şekliyle kullanılır ve bu özelliği bakımından Türkmenceyle olağanüstü benzerlik gösterir.
“geliyorum” fiili Türkmencede “gelyerin” şeklinde iken bizde” geliyorun, koşarın, gelcen, alacan, getcen…” şeklindedir.

2.ÜNSÜZ BENZEŞMESİ KURALI
Söyleyişte benzeşme kuralına uyulmaz.Mesela: getdi, yörütdü, atdı, tüsdü,ağaçdan..
Geriye benzeşmelerin yaygın şekilde kullanıldığı görülür. Gelmesse, tallalar, gedeller,koşallar, yassı
3.İLK SESTE ÜNLÜ TÜREMESİ
Diğer ağızlarda olduğu gibi bazı kelimelerin söylenişini kolaylaştırmak için başta ünlü türemesinin oluşturulduğu görülür.Iramazan,ısıcak,ilabada, ilana,ilimon,örüzgar..

4.ÜNLÜ DARALMASI
Türkçede “-yor” ekinden önce görülen daralma bizde “-yor” eki dışında da oldukça sık görülür.Öyleki sonunda geniş ünlü bulunan kelimeler ek alırken kelimelerin tamamına yakını büyük oranda daralır Gafıyı yemiş, boşluyve, saklıyanlar, bekliycek,masıya vurma, kesiye doldur,gezmiye getdi...
Yor ekinden önce daralan de ve ye fiillerinin ise daralmadığı görülür: deyyoru,yeyyo, yeyecek..

5.INSIRA INCIRA ZARF FİİL EKLERİ
“-ınca “ekinin vazifesini üstlenen bu ekler yaygın şekilde kullanılır. Gelinsire, yapıncıra, koşunsura, görünsüre, varıncıra..
Bunun dışında “-mek için” görevinde kullanılan zarf fiil eki “-a” dikkate şayandır.
Badem çırpa gittiler. Gelin göre gittiler. Balık ala getdiler.

6.BİRLEŞİK FİİLLER
Birleşik fiillerde, özellikle zarflarda ve kurallı birleşik fiillerde “barabar”, “go” ,”ve” gibi fiiller yaygın olarak kullanılır: yapınca barabar, gidego, gelive, görünüpduru, alıpduru,yiyego, yörüyünce barabar…

7.ŞİMDİKİ ZAMAN 3.TEKİL FİİLLERDEN SONRA U SESİNİN TÜREMESİ
Oldukça ilginç hususiyetlerden biridir. Şimdiki zaman ekinden sonra türer. Geliyoru, koşuyoru, bakıyoru,gülüyoru…

8.BÜYÜK VE KÜÇÜK ÜNLÜ UYUMLARI
Kelimelerin umumiyetle bu uyumlara uydurulmaya çalışılarak söylendiği göze çarpar: barabar, gabık,gaplangaba,toyuk…
9.ÜNLÜ VE ÜNSÜZ TÜREMELERİ
Issı,afferim,koşuyoru,
10.NAZAL “N” VEYA GENİZ “N” Sİ
Genizden çıkan ve alfabemizde gösteremediğimiz bu ses çok yaygındır.Bu ek 2.tekil ve ikinci çoğul şahıs eki olarak kullanıldığı gibi tamlama eki olarak da sıkça kullanılır: gelmen, görmediniz, almadın, bildin, alırsın, görürsünüz, ağacın dalı, gapının öğü…

11.UZUN SÖYLENEN SESLER
Dilimizde her ne kadar uzun ses olmadığın söylense de birçok kelimemizin uzun söylendiği görülür. Biz bu uzun okunuşları iki nokta ile göstermeye çalıştık: üle:n, vili: , netce:z…Yalnızca “ya a” kelimesini ayırdık ki bu kelime uzun değil kesik okunsun diye.
12. SES DEĞİŞİMLERİ
Özellikle s>h , b>v ,ş>h değişimleri dikkate değer.Bununla birlikte birçok kelimenin eriyle kullanıldığı görülür.
baba
12.KALIN G SESİ
“k” sesi yerine sıklıkla kalın”g” sesinin tercih edildiği görülür. Gabir, gaçdık, gabık, gaycaz, gar, gamyon, galdık, galbır,gavaklık…

13.HUSUSİ KELİMELER
Hususi kelimelerden kasıt yalnızca köyümüze veya yalnızca yöremize has kelimelerdir. Bu kelimelerin bazılarına belki başka yörelerde de rastlamak mümkündür ancak kullanılışı, ifade ettiği anlam yalnızca bize aittir.Bu kelimeleri şöyle sıralayabiliriz:
Acızlanmak,ağızlamak,ağmak,ak ana, ale, ay,ebişmek,bobba, binnez, cımzık, cıbırak
basdırık,börtmek, binnez,cımzıtmak,cozuk,çimkitmek,çomlu,dabbasan,değme tekin,depe yeli,dırımba, dildeğmez,direk yapmak,düzgüç,erekmene,fossuk, gafilim,ganırık,gapcıklı ,garakgın,garıncamak,gavcaklamak,gavranmak,gıcılamak,gırkla,gıyak, gici dutmak, goklangızı,göğer,gulunç,haşat,hayhay, hayhaycı,ımızgamak,ihra, ihra etmek,kakmaklamak,kelkötür,keraksınmak,küsü,langa,mangır,mavrı,mekke,melekse,mıklış,oğcalamak,oynu,öğek,öfenet,öğselemek,öncek,öngül,palatır,poskurmak,pürçük,pürçüklü,savmak,sepmek,somanak,sümeşik,sümeşmek,şarahmana,sumsaklamak,takatdelenmek,takılatma,temarut,tüsmek, ülük,üyütlemek,üyürtmek, yağede, yedemek,yuka,zibid.
14.YER ADLARI
Yıkık, Goca Tallalar,Verem Bağları,Afyanlık, Guduz,Işıklar, Erikli Boğaz,İmamlar Sazı, Sülübınarı, Sülübosdan, Eşşekçekmez, Gır, Aydoğdu, Günyakdı, Belik Geriş, Süse, Tiken İçi, Arap yeri, Sıra Bademler, Mezeraltı, Kener Yer, Ağlar Harmanı, Gürün Öğü, Çayır Mandalı, Tekeli, Göynük, Daşlı Burun,Çimenli Burun,Sülükce,Gavır Çayırı,Çeşmeli Bağ, Çakıldaklı,Yaka, Dut Dibi, Bayraklar, Dere Malesi, Sığır Harmanı,Bağ Sokağı, Aşşa Harman, Gara Ada,Gızıl Ada,Hatıbın Ada, Daş Adası,Pinarlı, Hasan Ağanın Ada,Garaca Yer, Baçaltı, Gumbalık, Dörtsöğüt, Armut Altı, AkarınAğzı, Saz,Garşıyaka,Çavuşbınarı, Kör Guyu, Camöğü…

15.BAZI KELİMELER DAİR
Bazı kelimeler ve deyimler bize hem tarihi hem de coğrafi kaynakları göstermektedir. Mesela ünnemek kelimesi Eski Anadolu Türkçesi metinlerinden Yusuf ile Züleyha eserinde “ünnediler Yusufı...” şeklinde geçmektedir. Yine bizim kulağımıza tuhaf gelen “su sulamak, “ölü ölmek”, “gidiş gitti” gibi ifadelere Divanı Lügatit Türk eserinde “döğüş döğdü” ifadesinde rastlıyoruz. Aynı eserde “dellal çağırmak” gibi bize hiç yabancı gelmeyen bir kullanım da söz konusu. Yine Eski Anadolu Türkçesinde “ayt-“ yani “söylemek” fiili belki de bizim seslenirken kullandığımız “ay Memet”, “ay Osman” ifadelerindeki seslenme edatının aslıdır. Bu eserdeki tüsmek ifadesi de halen yaşayan güzide kelimelerdendir.
Kelimelerin insan ve göç hareketlerine de az çok ışık tutabileceği unutulmamalıdır. “İn deresinden gelmek” deyimin köyümüze nerelerden göç edildiğini hangi coğrafyalardan gelindiğini işaret eder desek hata mı etmiş oluruz acaba? Zira köyümüzde” İn Deresi diye bir yer adı yoktur. Muhtemelen bu deyim başka bir coğrafyadan taşınmıştır ki böyle bir yer adının nerede olduğunun saptanması bizlere geçmiş hakkında önemli ipuçları verecektir. Özellikle nadir kullanılan kelimeler, sülale adları, bazı bitki adları araştırılırsa sanırım yazıya geçirmeme hastalığımızın bir bölümünü telafi etmiş olacağız. Çünkü araştırmalarımızda mahallahta kalmak deyimine sadece Konya ili Bozkır ilçesinde bir iki sesi değişik şekilde rastladık.

16. “ki” BAĞLACININ KULLANIMI
Bu ek ses uyumlarına uyar ve sıklıkla fiillerin soru şekillerinden sonra kullanılırken hoş ve özgün bir söyleşiş oluşur. Ayrıca soru ekinden sonra türeyen “y” sesi de başka güzeldir. Bazı misaller verelim: geldi miy ki, gonuşmaz mıy kı, getdi miy ki, bilir miy ki …
17.KISALTMALAR
Sonda verilecek tabloda geçen bazı kısaltmalar: b. Beddua, a. Atasözü, d. Deyim. Bunun dışında altı çizili ve italik “n” harfleri genizden okunması gereken harfi; kelimelerin içinde veya sonunda bulunan iki noktalar da iki noktadan önceki sesin uzun okunması gerektiğini gösterir. Mesela “öte:n” sözcüğünü doğru okumak için iki noktadan önceki “e” sesi uzun yani iki e varmış gibi okunmalıdır. Kelimeleri uygun şekilde seslendirirsek anlaşılmaları daha kolay olur.
18.FİİLLERE GELEN “–esi ” EKİNE DAİR
Bu ek öğrenilen geçmiş zaman eki “-miş” ile birlikte kullanıldığında habere inanılmadığını veya haberin kendisi tarafından görülüp duyulmadığını, başkaları aracılığıyla öğrenildiğini anlatır. “Muhdara bizi şeka:t edesiymiş.” “Oğlu avukat çıkasıymış.” “ Oğlanı everesiymiş.” gibi.

19.SES DÜŞMELERİ
Birçok kelimede bu özellikn görülür. Birkaç misal verelim:netcek,getcek,nerer,neydiyo,narar


KELİME DEYİM ATASÖZLERİ KELİME ÖBEKLERİ VE BEDDUALAR
ANLAMLARI VE KÖYÜMÜZ SÖYLEYİŞİNE GÖRE CÜMLE MİSALLERİ

acızlanmak
Yakınmak.” Acızlanıp durma gari dedi buvası.”

aç garnına b_k yemek
Olmadık zamanda lüzumsuz bir iş yapmak.

adı batasıca
Yok olasıca, ölesice

afat
Afet, büyük tabii felaket.

afferim delisi
Her işini başkalarının beğenisine göre yapan.” Amma afferim delisi ağan var ha”

ağılamak
Zehirlemek.

ağır baha
Çok pahalı:Ağır bahıya aldığımız televizyonu gırdılar sırdılar hora godular.

ağız
Hayvanın buzağısı olduktan sonraki ilk sütü.

ağızlamak
Kurmak, hazır hale getirmek.”Sebetleri ağızla gırklalar gelesi oldu.

ağmak
Bulaşmak,değmek, sarmak “ Guyunun her yanına yosun ağmış.”

ağnanmak
Sırt yere gelecek şekilde yatıp sürtünmek.”Eşşek ağnansın da heğbiyi atalım sırtına.”

ağzı açık ayran delisi
Şaşkın.

ağzına barabar doldurmak
Son haddine kadar doldurmak.

ak ana
Üvey anne.” Ak anası mozuyu her gün döğerimiş.”

akar
Küçük dere.

akdarıp ikilemek
Karıştırmak.”Boşuna akdarıp ikiliyip durma bulamazsın.”

akılsız köpeği yol gocatır
Akılla hareket etmeyen çok zahmet çeker.

aklı kesmek
Önceden sezmek, tahmin etmek.”Evel de gelmedi.Zati aklım kesdi bişey olduğunu.”

al
Gelinin, kına gecesinde başına dolanan kırmızı örtü.

ala bele
Karışık renkli, zıt renkli.”Dedemin ala bele bi öküzü varıdı tokuşdumuydu her öküzü yenerdi. “

alabulaşık
İyi yıkanmamış.

ala düşmek
Meyvelerin olgunlaşmaya başlaması. “Üzümlere ala düşdümüy kü?”

alaf
Hayvanlara verilen yiyecek.

alanlar
Kır,köyün uzağındaki araziler.

alasemet
Alelacele, özenmeden. “Alasemet çapalamış geçmiş.”

alaşafak
Sabah çok erken vakitte”Alaşafak burada neydersiniz

aletdirik
Elektrik

al gari işde
Beklenmeyen bir sözün söylenmesi veya bir olayın olması durumunda söylenen hayret sözü. “Al gari işde, şindi netce:z?

ale:
Beğenme ünlemi. “Ale:, ne güzel olmuş.”

alın mı bi
Karşıdaki insanın beklediğini bulamaması veya bulamayacağı durumlarda kullanılan bir söz. “Demek benim tallıya beş lera veriyon ha, alın mı bi.”

alınsıra
Alınca.

alırken alasım geldi verirken ölesim geldi
Borcunu geciktiren kimseler için kullanılan bir söz.

Allah ecirini versin
Allah iyiliğini versin.

Allah esirgesin
Allah korusun.

Allahın gahirci:ne uğra
Allah seni kahretsin anlamında ilenç.

ambaklanmak
Badem, ceviz gibi yemişlerin kabuğundan ayrılmaya başlaması. “Payamlar ambaklansın da Çakıldaklıya çırpmıya gedelim.”

amel olmak
İshal olmak.

anaç
Hayvanların, özellikle kuşların anne olma durumu.

apak
Bembeyaz.

apallanmak
Çocuğun emeklemeye başlaması.

apış arası
Ayak arası.

aporlo
Hoparlör.

aralaşmamak
Birbirinden ayrılmamak 2.Kavganın çok şiddetli olması.“Birbirlerini öldürüp gedeller aralaşdıramadık.”

arayer
Aralık ,iki yerin arası.”Arayerden gaçdı getdi.”

arbışmak
Arkadan birinin sırtına yüklenmek.

ardılmak
Aşağı doğru asılmak.”Eriğin dalına ardılma gırarsın deyi sıkı sıkı tembihlediydim.”

at g_tünde yavsı besler gibi
Asalak, başkalarının sırtından geçinen kişiler için kullanılır.”Bizim dayıoğlu bir haftadır bizde at g_tünde yavsı besler gibi besle dur işin yoğusa.”

atgı
Saman atmaya yarayan bir tarım aleti.

avara
İşe yaramaz. Amma avara soba ha.

ağırt
Avurt,ağzın iki yanı.

ay
Seslenme ünlemi. “Ay Amet, çapık gel yemek yeyyoz.”

ayağını sıcak dut başını serin, kendine bir iş bul düşünme derin
Fazla derin düşünüp dertlenme.

ayının bokuna homurdandığı gibi homurdanmak
Kendi kendine söylenmek.”Ne o Halil Ağa ayının bokuna homurdandığı gibi homurdanıyon.”

azanat
ot, yonca gibi şeyleri atmaya yarayan tarım aleti

B

babaç

Hayvanlarda özellikle kuşlarda baba olma durumu.


bağa

Su kaplumbağası.


bahrana

Kalabalık topluluk.”Aşşa:dan gine barhana geliyoru, kime gedelleri ki?”


basmak


1.Karın çok yağması.2.Kuş sepetlerindeki kuşların kafesten alınma işlemi.”Sebetler sepmiş hadi basalım.”

bastırık

Ağdan temizlenmesi mümkün olmayan balıkların ağın üstünün kapatılarak güneşte balıkların eritilmesiyle temizlenmesi.

bastırmak

Fidanların tohumlarını toprağa ekmek.”Atcık biber atcık da domat basdırdım.”


başşını yeyesice


Ölesice anlamında ilenç.”Başşını yeyesiceler gine mi geldiniz?”


bekitmek

1.Sağlamlaştırma. 2.Etrafını çevirme.

bel

Sivri uçlu kürek.

berduş

Başıboş gezen, alemci kişi.

bertlek

Gözleri büyük ve dışarıya çıkmış olan.

beynamaz

Namaz kılmayan kimse.

bobuk

Çocuk dilinde yumurta.

boğasak

Çiftleşme zamanı gelmiş inek.


boğazına küsüyü sokmak

Çok yiyen kişiler için söylenir. “Yeter gari boğazına küsüyü sokacan kalk artık sofradan.”

böğet

Suyu tutmak için yapılan set veya suyun tutulduğu yer.


börtmek

Çok susamak. “Ben börtdüm, Körguyudan bi su içelim.”


börttürmek

Suda haşlamak.

burunsak

Buzağıların ineği emmemesi için yapılan ve burnunun üst kısmına takılan çivili alet.


bi bişirimlik

Biraz, bir öğünü savacak kadar.”Bi bişirim böğülce topladım geldim.”


bice:z

Aman, sakın. “Sen bice:z elleme her şeyi bozuyon.”


bicik

Meme.


bi godu

Fiilerden sonra kullanılır ve fiile çok, pek fazla anlamı katar.” Geçen gün mezerlikde ağlıya ağlıya bi godu.” “Harmanda öküzleri döğe döğe bi godu.”

binnez

Evin temeli için kazılan çukur.

birikinti


1. Biriktirilmiş su.2.Biriktirilmiş para.


biri:mce

Özene bezene. “Biri:mce gezdiniz geldiniz mi ta olları?”

bişek

Sacda yapılan ekmeği çevirmeye yarayan ince tahta.

bizim gız

Kadınlara yönelik bir samimiyet sözü.

bizim oğlan

Erkeklere yönelik bir samimiyet sözü.

bobba

Ayakkabı.

bobba dikmek

Hile yapmak,aldatmak.”Bize gine bobba dikme ha.”

boduç

Naylon su kabı.

boğaz

Evdeki kişilerden her biri.” Büsürü boğaz evde onun eline bakıyo.”

b_k işin mi var

Ne işin var, olmaz.




b_k yemenin arapçası

Ne yaptığını bilmiyor,şaşırmış anlamında


boran

Aniden, değişik yönlerden esen kuvvetli rüzgar.

boyna

Sürekli, devamlı. “Boyna sorup durma gari be.”

bozörük

Saldırgan davranışlı zehirsiz yılan. ”Daşın altından küsü gibi bi bozörük çıkdı.”

böğemek

Suyun önünü kapatmak.

böğülce

Fasulye.

buldun da bunuyyon


Aç gözlüsün, daha ne istiyorsun anlamında.


bulup bunşurmak:


Ne yapıp edip bulmak.” Bulup bunşurcaz, bu borcu ödüycez bizim oğlan.”


burgu

Matkap

burmak


1.Döndürmek, çevirmek. 2.Hadım etmek. “Dedem öküzleri burdu”


burnunun üstüne dikilesice

Düşüp ölesice

buymak

Çok üşümek. “Hava amma da soğumuş, buydum şart olsun.”

buzalacı

Hamile inek.

bülü bülü

Tavukları çağırma sözü.

bülüç

Civciv.

C

cacur

Fermuar.

canavar

Kurt.

can burnundan gelmek

Çok yorulmak.

canı balık isteyen g_tünü suya batırsın

Nimetlerden yararlanmak isteyen sıkıntısını da çeksin.


canı cini kesilmek

Takatsiz kalmak. “Ağşama gadar gosa sallamakdan canım cinim kesildi.”


canı çıkasıca


Ölesice

cara

Akıntı.

cascavlak

Tüyü yolunmuş, çıplak. “Toyuklara bi hasdalık geldi hepsi cascavlak galdı.”

cazı gibi gezmek

Çok gezen kimse için kullanılılır.”Cazı gibi geziyo sokakda eve dama girmiyyo.”


cenger gibiçok sıcak

Sok sıcak.”Soba cenger gibi galdı gari odun atma.ç”


cıbartmak

İnce sopayla vurarak çok acıtmak. Anam her yanımı cıbartdı.

cıbırak

Yaş,ince ağaç dalından yapılmış sopa.”Ergen dalından cıbırağı bi getirin bayın.”

cımzık

Sulu meyvelerin sulanmaya, çürümeye başlamış hali.

cımzıtmak

Sulu meyve ve sebzeleri yerken suyunu etrafa sıçratmak.”Yavaş ye hu gafetiyi her yere cımzıtdın”

cırnaklamak

Tırnaklamak.”Her yanımı cırnakladı atıvedi”

cıvga

Filiz, ağaçların yeni çıkan dalları.

cıvmak

Oldukça havaya sıçramak.”Neşesinden havalara cıvıyo”




cibildemek


Derin olmayan suda yüzmek.




cicik


Çocuklara için et. “Al oğlum bak cicik, ye bayın.”




cimciklemek


Parmaklarla birinin derisini sıktırmak.




cingen çalıp kürt oynamak


Curcuna, çok kalabalık.” Evin içinde cingen çalıyo kürd oynuyyo.”


cirk


Pis su.




cozuk


Çocukların taş oyununda ev.




Ç







çağırmak


Söylemek.”Bi türkü çağır gari de dinliyelim.”




çakıl


Taş yığını.




çakıldakı değirmen


Durmadan konuşan kimse.




çakıldak bağlamak:


d.Çamur veya pisliğin elbisede katılaşmış hali.”Endeki çamır ne üsdünde çakıldak bağlamış.”




çakır


Yeşil gözlü.




çaklı


Çok kalabalık, iğne atsan yere düşmez.”Yokarı gavede adam çalkı aşşaya gidelim.”




çalacak


Sütten yoğurt yapmak için mayalamada kullanılan yoğurt.




çalı


Odunsu bitkilerin genel adı.




çalı çilpi


Kalın ince karışık odun.




çangallı


Çengeli olan, çengelli.




çapıt eskisi


Paçavra ,işe yaramaz.”Al gari işde,sırtını ollara çapıt esgisi gibi atıvedi.




çayır sökmek


d. Çok zorlanmak.”Dalgıya garşı bi ağ çekdik sanki çayır söküyoz arkadaş.”




çaylak


Yırtıcı kuş.




çekişmek


Azarlamak, bağırmak.”Dudu yenge bizi görünce bi çekişdi.”




çekmek


Öğütmek.”Bi yere gaybolma değirmene yarma çekdirmiye getce:z”




çenesi dıklı galasıca


b. Sesi kesilesice.”Çenesi dıklı galasıca gonuşup durma orda.”




çente


Çanta.




çezmek


Çözmek.




çıbık


Asma fidanı.




çığla


Çağla, Kabuğu sertleşmemiş badem.




çığnamak


Ayakla iyice tepmek, üstüne basmak.




çıkı


İçine azık konulan bez.




çıkla


Katıksız, sade.” Yoğurdu çıkla yeme , ekmeğile ye.”




çılgısız


Huysuz, geçimsiz.




çırlavık


Ağustosböceği.




çırlavık gibi çığırmak


d. Çok bağırmak, sesi çıktığı kadar bağırmak.”öndü: gün düneğe dikli girmiş, toyuklar çırlavık gibi çığırıyodu.”




çırpmak


Ağaçtan meyveleri sopa yardımıyla düşürmek.




çiğin


Omuz.




çilbir


Göz çevresindeki çapaklar.




çil bülücü gibi çığırmak


Acı acı , son gücüyle bağırmak.”Mozuyu epiy döğdü heralda çil bülücü gibi çığırıyodu.”




çilenti


Yağmurun hafif yağması.




çimke


Ateşten çıkan parça.




çimke çıkartmak


d.Çok zorlamak veya çok gayret etmek.” Bağda daş goymamış talladan çimke çıkartdırıyo.”




çimkitmek


Su sıçratmak.




çimmek


Yüzmek, yıkanmak.




çingil


Üzüm salkımı.




çintmek


Küçük küçük parçalara ayırmak.”Baçede gavak dallarını çintiyo.”




çitme


Hayvanın çifte vurması.




çizi


Çift sürerken oluşturulan doğru.




çomaç


Yufkadan yapılmış dürüm.




çomlu


Toplu.”Dildeğmezde sığırcıklar çomlu duruyo”




çöğdürmek


İşemek.




çöğür


Taze fidan.




çömelmek


Çökmek




çörtük


Güzel kokulu bir ot türü.




çul gibi


Çok fazla.”Ağacın depesinde çul gibi erik var.”




D







dabbasan


Sakar, dikkatsiz.




dadak


Çocuk dilinde yemek.




dakkı dakmak


Damada veya geline takı takma.




dalaz


Küçük dalga.




danaburnu


Toprak altında yaşayan zararlı bir böcek türü.




darı gavırtdırmak


d.Birini çok zor durumda bırakmak.”Ne var ne yok almış, bize darı gavırtdıracak heralda.”




dalak


Kavak mantarı.




dalamak


Domuzun ısırması.”Köpekleri donuzlar dalamış.




dasdarı


Başa sarılan örtü.




davranmak


Çabuk olmak.”Davranıve kimse görmeden hunları galdıralım.”




değme tekin


Kolay kolay.”Amma galafatlı adam, değme tekin kimse baş edemedi.”




dellal çağırmak


İlan , duyuru yapmak.”Dellal çağrılıyo aporloyu dinle ba:lım ne deyyoru.”




demir gibi


Çok soğuk.”Ayaklarım demir gibi galdı.”




dengilmek


Devrilmek. “Bidonlara sıkı yapışın dengilmesin.”




depe:n üsdüne dikil


b. Yok ol, öl




depe yeli


Batıdan esen hafif rüzgar.”




dergi


Ekinleri toplamaya yarayan tırmığa benzer alet.




deşirici


Dilenci.”Deşirici garıları geliyo gine, mezere olsıcaları gov getsin.”




deşirmek


Toplamak.




deyi


Diye.




dığan


Tava




dığrak


Sağlam




dık


Biraz.”Böğülceden dıkı gatıve.”




dırımba


Gölde suyun azaldığı dönemlerde ortaya çıkan küçük adacık.




dibek


İçinde çeşitli gıdaların dövülerek öğütüldüğü oyma taş




didek


Gaga.”Guşun dideği gocamanıdı.”




dideklemek


1.Gagasıyla vurmak.2.Mec. Yemeklerin bir orasından bir burasından alarak yemek.”Gözel ye bayın eti didekiyip durma.”




diğdirmek


Fışkırarak akmak.”Adamın boynundan gan diğdiriyodu.”




dikdirip gitmek


d.Aniden ve hızla uzaklaşmak.”Sığırlar gici dutdu, dikdirdi gediyo köye doğru.”




diki


Parça. “Dişimin arasına et dikisi gaçdı çıkaramadım.”




diklice gorsun


d. Yapamazsın, başaramazsın.”Ağşamili talla suluyca:mış, diklice gorsun.”




dilberim


Kıymetli,değerli.” Dilberim ağaçları kökünden kesmiş, garire olasıca.”




dildeğmez


Güz mevsiminde olgunlaşan yuvarlak kırmızımsı renkli meyvesi olan ağaç ve o ağacın meyvesi.




dilfir


Yoncaya benzeyen yabani ot.




dilkicek


Kuş sepetlerinde köprücüğü tutmaya yarayan alet.




dillemek


Kilitlemek.”Gapıyı iyi dille moza mortu girmesin.”




dinelmek


Ayakta durmak. “Ne dinelip durun orda oturago bi yere ya.”




dinlimanlı


İyi, kaliteli.”Goca köyde dinlimanlı buğday bulamadık.”




dinmek


Sona ermek.”Yağmur dinmiş.”




direk yapmak


Balıkların belli dönemlerde suda toplu halde bulunmaları.”Daşlıburunun açığında sazanlar direk yapmış.”




direzi


Halı ipi.




dişenmek


Boş durmaktan sıkılmak,kendine meşgale aramak. “Ülen çocuk dişenimiyon , otur.”




ditlek


Çok çok az. ”Ditlek bi bulgur verdi.”




ditmek


Kanatlı hayvanların gagasıyla ısırması. “Gaçın valla hepimizi didecek bu horaz.”




diyesiymiş


Haberin doğrudan alınmadığını veya habere inanılmadığını gösteren söz.”Öteen öldü yanında gızı verdik deyesiymiş.”




doha


Öküzü durdurmak için kullanılan söz.




doluşmak


Gereğinden fazla kimsenin bir araya gelmesi, bir yere girmesi.”Büsürü garı doluşmuş arabıya.”




domuzdan bi gıl goparsam kar


a.Ne kadar yararlanabilirsem kazançlıyım.”Mozadan bi cığara zorla aldım amma donuzdan ne goparsam kar.”




donu düşük


Pasaklı, özensiz giyinen.




doyga


Bir çeşit çorba.




dökmek


Sebzelerin mahsul vermeye başlaması.”Ba:çedeki gafeteler dökmüye başladı.”




dutarı dutmak


Öfke krizlerine girmek.”Gaçalım hemen , bunun dutarı dutuyo.”




düllek


Çelik çomak oyunu.




dünek


Kümes.




dünemek


Akşam olunca kanatlı hayvanların yuvaya çekilmesi.




düşünceme


Düşünce.” Bizim dayıoğlunda hiç düşünceme yokdur, bulduğunu o gün harcar.”




düven


Öküzlerin arkasına takılan , fasulye , nohut gibi ürünleri kabuğundan ayırmaya yarayan tarım aleti.




düzgüç


Kalemtıraş.




düzümek


Sivriltmek.




E







ebe


.Babanın ve annenin annesi, büyükanne.




ebelemek


Saklambaç oyununda hızlı davranarak başkasını ebe yapmak veya aynı kişinin ebe kalması.




ebem garı da yapar


d. Çok kolay,herkes yapar.”Ben de bişey yapıyon sandım onu ebem garı da yapar.”




ebem garı gibi oturmak


d.Rahat rahat , kaygı duymadan oturmak.”Adama bak len, ebem garı gibi oturmuş ora, pinekliyyoru.”




ebişmek


Bir kimseyi sırtına alarak taşımak.




eftiklemek


Oyalanmak,boş yere vakit geçirmek.”Efikleyip durma ollarda çapık gel.”




eftik püfdük


Önemsiz.




eğe


Kesici aletleri bilemeye yarayan alet.




eğirmek


Döndürmek,döndürerek yünden ip yapmak.




eğlençe etmek


d.Alay konusu yapmak, istihza etmek.” Mahallenin garıları bizi eğlençe etti.”




eğleşmek


Birilerine uyarak zaman kaybetmek.”Mozalarla filan eğleşme tez gel.”




ekin orak


Temmuz ağustos ayları.




ekmek buldun mu sokul dayak gördün mü kaç


a. Kavgadan kaç ama yemek gibi faydalı şeylere rastlarsan davet bekleme hemen sokul.




ekmek eylemek


Ekmek pişirmek, hamurdan ekmek yapmak.




ekmeksiz evden eyi


Her şeyin kolay elde edilmesi veya beleş olması.”Bura ekmeksiz evden eyi, bi yere getmen bundan soğna”




el


Yabancı, başkaları.




elcek


Eldiven.




ele güne garşı


d. Utanılacak bir durumda sıkça kullanılır.”Endeki üsdün ne ele güne garşı yağır olmuş.”




eli götünde gezmek


d.Aylak aylak dolaşmak.”Benim oğlan okumadı , eli götünde geziyo gari yollarda.”




elin bokunu yeme


d. Başkasını savunma veya başkasının sözüyle hareket etme.




elle:m


Herhalde, galiba.




emen


Kazılarak oluşturulmuş çukur.




emi


Tembih sözü.




emişik


Süt kardeş.




endeki


Şu




enik


Köpek yavrusu.




enince barabar


İner inmez.”Arabadan enince barabar düşdü.”




epelemek


Karın hafif hafif yağması.




erekmene


Sabahın çok erken vakti, daha havanın aydınlanmaya başlamadığı vakit.”Erekmenede bir iki lokma yedim yattım.”




er elması


Yaz ortalarına doğru olgunlaşan elma, arpa elması.




ergen


Kırmızı renkli ekşimsi tadı olan meyve ve o meyvenin ağacı.




ermek


Olgunlaşmak.”Elmalığa gedelim hadi erikler ermişdir.”




Ermeni gavırı


d. Merhametsiz kişi.




esahdan


Gerçekten, hakikaten.” Esahdan on tane ördek vurdun ha ?”




esereti yok


Hiç yok.” O tarafda balığın esereti yok.”




esilmek


Azalmak.”Bidondaki su esilmiş.”




esirikli


Dengesiz davranışları olan.




eşik


Merdiven.




eşşek düştü:


d.Bu sayılmaz bir daha.”Bunda eşşek düşdü, bi da: güreşin.”




evel de var


Zaten belliydi anlamında sonradan tahmin etme.” Evel de var gezinip durudu ollarda demek gızı mı gaçıracamışımış.”




evlek


Alan ölçmede kullanılan ölçü birimi.

ey:

efendim, buyur analamında yanıt sözü




eyreti


Sağlam olmayan.”Endeki tahtalar eyreti duruyo.”




F







fak


Kalın gagalı irice bir kuş türü.




faldırfoş


Özensiz, hazırlıksız.”Faldırfoş çıkmış gelmiş bura.”




fasulye sırığı


Çok uzun boylu kimse.




felk


Dikenleri biçmeye yarayan orak şeklinde uzun saplı alet.




ferik


Yetişkinliğe ermemiş horoz.




ferman okutmak


d. Çok zorlamak,hakkından gelmek.” Ali mahalledeki bütün çocukları ferman okudur.”




fıldırmak


Atmak, aniden fırlatmak. “Beni görünce elindekini fıldırdı.”




fıtdıklamak


Yerinde duramamak.”Fıddıklıyıp durma gözümün önünde, cehennem ol get.”




fink


Fiğ.




fişşeklemek


Dolduruşa getirmek,kışkırtmak.”Hasan emmiyi bize garşı fişşeklemişler mezere olasıcalar.”




fitice


Topaç.




fitice gibi


Bir şeyin çok hızlı gitmesi veya hızla kendi etrafında dönmesi. ”Köpeğe bak fitice gibi getdi.”




fossuk


Mantara benzeyen bitki.




G







gabalak


Su kenarlarında yetişen göl sümbülü.




gabık kemirmek


d. Aç, parasız kalmak.”Açlıkdan gabık kemiriyo çocuklar.”




gabıklı


Taze fasulye veya kabuğuyla kurutulmuş fasulye.




gafenez


Kavanoz.




gafete


Domates,domat.




gafır gafır gavranmak


Telaşla, kaybettiklerini aramak.”Malına sahip çıkmazsan böyle gafır gafır gavranırsın.”




gafilim


İstemeden,kasıt olmaksızın.”

-Len daşı ne attın oğlanın gafasına?

-Valla gafilim oldu emmi ona atmadıydım.”




gahirlenmek


Öfkelenerek eleştirmek .




gahirli gahirli gonuşmak


d.Sinirlenerek, eleştirerek konuşmak.”Eyi gari bi sus gahirli gahirli gonuşma.”




galafatlı


İri yapılı.”İrametli Hüsi:n dayı galafatlı adamıdı.”




ga:lesiz


Kaygısız, gamsız.”Amma galesiz adamsın sen ya.”




gale


Sincaba benzeyen zararlı bir kemirgen.




galgın


Evde kalmış kız.




gamıtmak


Boş boş ayakta uzun süre beklemek.”Orda gamıtma




gancık


Dişi hayvan




gandak


Yoldaki çukur.




ganere


Çok aç kimse.”Ganereler gine sofranın başına oturdular.”




ganırık


Balgam.




ganırmak


Balgam atmak.




ganırtmak


Bir şeyi zorlayarak açmak




gap


Tabak




gapcıklı


Sünnetsiz.




gaplangaba


Kaplumbağa.




garaca


Tohumluk sarımsak.




garakgın


Sesin kısılması.”Benim sesim garakgın sen bağır.”




gara mezerin dibine olsun


b. Olmaz olsun. “-Duydun mu Musda: dayı muhdar olmuş.”-Gara mezerin dibine olsun be boşver şunu.”




gara:n


Koyu yeşil yapraklı çalı.”Gerişden birez gara:n kökledik geldik.”




gara zorla


Büyük güçlükle, çok zorlukla.”Gavakları gara zorla gağnıya yükledik.”




garık


Fidan dikmek için hazırlanan yer.




garıncamak


Yadırgamak.”Bizi onlara gediyo deyi garıncıyyoru.”




ga:ri


Artık .” Gelin gari ağşam oldu.”




garirenin köküne olsun:


b.Olmaz olsun.




gasnak


Sofrayı yükseltmek amacıyla kullanılan yuvarlak tahta.




gavcaklamak


Ellerini daldırarak almak.”Gavcaklama bayın gözel ye.”




gavlamak


Derinin veya kabuğun hafifçe yanması”Ataşa fazla yaklaşma gavlar atıveri bak, garışman soğna.




gavırın gunladığı


b. Gavurun, kötü kadının doğurduğu anlamında




gavırın ercatı


d. Gavur icatı. “Gavırın ercatı makas nere getdiyki?”




gavır ölüsü gibi


d.Çok ağır.” Bu harar gavır ölüsü gibi yerinden debelenmiyyo”




gavranmak


Arayıp taramak.”Boşuyna gavranma bulunmaz gari.”




gaydırak


Çocukların üzerinde kaydığı alet.




gayrak


Bir çeşit taş.




gaysaklanmak


Hafifçe buz tutmak.”Göl gaysaklanmış.”




gaytarmak


Hile yaparak çalışmaktan kaçmak.




gazel


Çalıların, ağaçların kabuğu




gazel olmak


d. Bitkilerin kuruması. “Biberler susuzluktan gazel oldu.”




gelberi


Ot, odun parçası gibi nesneleri çekmeye yarayan çengelli alet.




gelinsire:


Gelince.”Abam gelinsire size gelcez.”




gen


Ekilmemiş tarla.




gevcelemek


Ağızda hafif çiğnemek.




gıcık mal


Yerli cins hayvan.




gıcılamak


Rüzgarın çok kuvvetli esmesi.”Dışarı çıkılcak gibi değil rüzgar gıcılıyyo.”




gıcıvat


Kova kamışının toplanıp bağlanmasıyla yüzmek amacıyla yapılan alet.




gıdım gıdım


Azar azar.”gıdım gıdım dök şarlatma suyu.”




gılıcan gibi


d. Bir görünüp bir kaybolan çok hareketli kişiler için kullanılır.”Senin oğlan da gılıcan gibi.”




gıncırak


Salıncak.




gıran


Ölümcül salgın.”Tavuklara gıran geldi.”




gıran giresice


b. Soyu kesilesice.” Gıran giresice herif seni.”




gırık


Yerli cins sığır.




gırık dölü


Kötü kadın ve erkeğin çocuğu anlamında hakaret.




gırıntı


Kuruyemişlerin genel adı.




gırıtmak


Soğuktan titreyerek beklemek.”Orda gırıdıp durma sobanın başına gel.”




gır ilanı


b. Çok gezen kimse.”Amat emmim gır ilanı gibidir zabali bi yerde ağşamili bi yerde.




gır ipliğini almak


d.Sıfıra çıkarmak, elinde bir şey bırakmamak veya çok zor durumda bırakmak. ”Böyle gederse gır ipliğimizi alcak bunlar bizim.”




gırkla


Ardıç kuşu.




gırkmak


Koyun keçi gibi hayvanların yününü kesmek.2.Mec.Saçları kestirmek.”Gafıyı gırkdırdın mı len gasgabak galmışsın.”




gısa günde kırk kere


d.Çok sık, defalarca.”Gısa günde kırk kere gaveye geder.”




gıvışdamak


Yerinde duramamak, fıttıklamak.”Amöma gıvışdadı bu da ya.”




gıvracık


Çabucak. “Gıvracık Bakgal Sadıkdan mıh al gel.”




gıvrıyve


Çabuk ol.”Gıvrıyve de ebenden gazanı getir.”




gıyak


Gölde çıplak ayakla yüzerken taşlık alanlarda üzerine basınca ayağı kesen kabuklu canlı.




gıymık


Odunun çok küçük parçaları.




gıynaşık


Aralıklı, hafif açık.




gıynaşdırmak


Hafifçe aralamak.”Gapıyı gıynaşdırıve çok ısıcak oldu bura.”




gıypık


Yastık, yorgan gibi şeylerin içine doldurulan




gıyrata yaramak


Değerlenmek, değeri artmak.”Yüzüne bakan yoğudu, elmalar gıyrata yaradı.”




gici dutmak


Yaz mavsiminde gün dönümüne kadar büyükbaş hayvanların delice bir oray bir buraya koşuşturması.

”-Osmaan mallar gici duttu bi seğirt önünü al.”

-Bağırıp durma ordan köyü bulur gari onlar.”




gidego


Gidedur.”Sen gidego ben geliyon.”




gidiş gitmek


Çok hızlı,aniden uzaklaşmak.”Adam öyle deyinsire bi gediş getdi ordan.”




gidişmek


Kaşınmak.”Ne gidişip durun herif sen?”




gilik


Meyve sebzelerin çekirdeği.




goklangızı


Salyangoz.

-Endeki goklangızlarını netce:n?

-Satacan.




gomat


Çekinme,utanma.”Oğlum gomat çorbadan da iç.”




gongalak


Kelebek.




gor


Köz.




govlaşma


Dedikodu. “Ma:lenin garıları kimi govlaşıllarıkı gine?”




govucu


Laf getirip götüren, laf taşıyan.”Şu gadın çok gvucu deyyollar.”




göcen


Tavşan yavrusu




göferi kesilmek


Gücü, takati kesilmek.”Göferim kesildi, hu çuvalı al bi sırtımdan.”




göğem


Koyu mavi renkte meyvesi olan dikenli çalı.




göğer


Tohumluk soğan




göğermek


Yeşermeye başlamak.




gök


1.Olmamış,olgunlaşmamış meyve. 2.Yeşil renkli.

”-Gömgök armutları netce:ki de toplamış gelmiş.”

“-Samana gömünce ererimiş öyle deyyo.”




gök görmedik


d. Görgüsüz.




gömük


Çamur, balçık.




görümce


Kocanın kız kardeşi.




göt cebi


Arka cep.




götlemek


Zıplamak




götün götün


Arka arka gitmek.




göz


Su çıkan yer.




gubarmak


Gururlanmak.”Oğlum okuyyo deyi amma gubarıvedin ha.”




gudubet


Garip, tuhaf görünüşlü kişi.




gulaksız gurutmak


d.Bir şeyi haddinden fazla söyleyip insanları rahatsız etmek.”Bi sus gari insanı gulaksız guruduyon oyu sen “




gulu


Hindi.




gulunç gırmak


El ve ayak parmaklarını çıtlatmak.




gumpir


Patates.




gunlama


Kedi köpek cinsi hayvanların yavrulaması.”Başıboş köpekler büsürü gunlamış gine.”




gunlayıcı


Hamile hayvan




gupa


Bardak.”Endeki gupuya bi su doldur da içelim.”




gurbuk


Kurbağa.




gurk toyuk


Civcivleri olan tavuk.”Bizim gurk toyuk seni de dider yaklaşma.”




gurna


Musluğun açma kapama yeri.”Çeşmenin gurnasını aç , fazla zebil etmeden iç suyu.”




gurt düşürmek


d.Arızalandırmak, bozmak.”Televizyonula oynuya oynuya gurt düşürceksiniz.”




gusmuk


Kusma sonucu ortaya çıkan.




guş gibi


d. Çok hafif.” Bu gasa guş gibiymiş be.”




gücü zorla


Çok zor, güçlükle.”Çaydan gücü zorla iki balık dutduk.




gümürdemek


Kendi kendine çok düşük sesle söylenmek.”İsmi:l Dayı gümürdenerek gediyo.”




günaşık


Ayçiçeği.




gün dönümü


Yazın günlerin kısalmaya başladığı gün.




güni:k


Tarlalarda yetişen yabani, lezzetli ot, yenen otların genel adı.”Acıkdıysan bize gedelim güni:kleri çomac eder yeriz.”




güviy oğşamak


Damada kına yakmak.




H







hamırlı


Mayalı ekmek, bezdirme.”Haşgaşlı hamırlı ısıcacık bi yeniyo.”




hamır hamırlatmak


Hamur yapmak.




hamıt


Yular




hapaz


Avuç.




hapazlamak


Avuçlamak.” Tabağı hapazlamadan yeyemez heç.”




harar


Büyük çuval.




haşamat etmek


Çok kötü şekilde yaralamak.”Çocuğun her yanını haşamat etmişler.”




haşat


Sağlam tarafı kalmamış.”Araba çığnamış her yeri haşad olmuş




hatıl


Ahırda hayvanların önüne alaf bırakılan yer.




havalara cıvmak


Çok sevinmek.” Yeğenim sınıfı geçince havalara cıvdı.”




hayhay


Sürek avında yabani hayvanları avcılara doğru kovalama.




hayhaycı


Yabani hayvanları avcılara doğru kovalama işini yapan kişi.” Tüfek sıkma gamışda hayhaycı var.”




hayrı gelesice


Sevgi, samimiyet sözü.”Hayrı gelesice nerde galdı da gelmedi?”




hele bak


Şaşkınlıkla karışık sevgi ifade eden söz.” Hele bak nasıl da götlüyyo benim oğlum.”




helik


Hoşaf, çorba gibi gıdaların içinde bulunan taneler.




helke


Kova.




hergele


Genelde hakaret amaçlı kullanılan bu söz aylak, cirkef, kavgacı gibi birçok anlamda kullanılır.Kelimenin aslı eşek sürüsü demektir fakat genelde tek kişi için kullanılır.har:eşek gele:sürü




hı:



1. Evet. “Oğlun bazardan geldi mi?

-Hı geldi.” 2. mi, değil mi. “Geçen gün Güssünün oğlu ağaçdan düşmüş hı?”




hıh


İşte.”Hıh, mozayı yakaladık çapık gelin.”




hısta


Hisse. “Bizim hısdamıza bi kel talla düşdü.”




hindi


Şimdi. “Hindi burduydu nere getdiy ki?




hizar


Marangozhane.




holu


Tavukların yumurtlaması için yapılan,içine yumurta bırakılan yer.




hömermek


Diklenmek, karşı gelmek.” Bize hömerme valla tapıladırız bak.”




hullar


Şuralar. “Hullar esgiden dedemin yeriymiş, şindi dayım sahiplendi.”




hura


Şura.




hususi


Özellikle, kasten.” Eşşeğe hususi eziyet ediyollar.”




I







ıhıcık


İşte,burada.”Zabahdan beri bunu arıyyoz ıhıcık burada.”




ıramas


Kağnı parçası.




ıraz nanesi


Hoş kokulu bir bitki.




ırbık


İbrik




ımızgamak


Uyumak.”Sabaha garşı ımızgamış.”




ınılamak


İnlemek.




ıssı


Sıcak.




ıssı çökmek


Sıcak olmak.”Issı çökdü gari hura oturago.”




ıssısı geçmek


d. Bir elbiseyi çok uzun zaman giymek.”endeki gömleğin ıssı geçdi at gari endekini sırtından.”




ışgalamak


Ağacı sallayarak meyvesini düşürmek.




İ







içerlemek


Gönül koymak,alınmak.”Lafına çok içerledim.”




içlenmek


Meyvelerin tanelenmesi.




ihra


Çok kötü koku




ihra etmek


d.Çok pis kokutmak.”Endeki ileşi bura atıp bulları ihra etme, götür ta Bağsokağına at gel.”




iki beşlik bozalım


Sohbet etmeye çağırmak. “Gel şura iki beşlik bozalım.”




ilana


Lahana.




ince:n


Ne yapacaksın.”İncen onları da daşıyıp geden.”




in deresinden gelir gibi


Çok uzaktan.”Adamın sesi in deresinden gelir gibi. duyulmuyyo.”




ini


Kocanın erkek kardeşi.”Güssünün inisi demi hu adam.”




irametli


Rahmetli.”İrametli İbi Musanın oğluymuş ya o.”




irkmek


Biriktirmek.”Paranızı boşa harcaman da irkin ilazım olur.”




isibat değmek


Nazar değmek.”İrbe:m dayının oğlana isibat değmiş duydunuz mu?”




istanbul


Tahıl ölçü birimi.”İki istanbul arpa aldım yetmedi.”




itburnu


Kuşburnu




itkeleği


Haşhaşa benzer küçük tohumları olan suyunun sinüzite iyi geldiği söylenen bitki.




K







kabadayı


İri yapılı.”Ahırında kabadayı iki tane tosunu var.”




kabir üstü


Arefe günü yapılan kabir ziyareti.

-Cingen baban nere getti len?

-Kabirüsdüne gettiler birazdan gelir.”




kabriniz geniş olsun


Mezar kazanlara söylenen temenni, iyi dilek.




kakılmış galmış


Çok, beklenenden oldukça fazla.”Maşşallah bu sene erikler kakılmış galmış.”




kakışmak


Tartışmak, inatlaşmak. ”Kakışıp durma da bize yardım et.”




kaklı


Çok. “Dildeğmezde sığırcık kaklı.”




kakmaklamak


Erik elma gibi meyveleri kurutmak amacıyla çizmek, dilimlemek.




kaktırmak


İttirmek, hareket ettirmeye çalışmak.




karamuk


Yeşil ve ekşi yaprakları olup yaprakları yenen diken.




karanfil


Kuş sepetlerini sabitlemek amacıyla toprağa saplanan çengelli kazık.




kasık çizmesi


Kasıklara kadar uzanan uzun çizme,boy çizmesi.




kavi


Sağlam, kalın. “Sırtını kavi gey üşürsün.”




kazık gibi dikilmek


Boş boş yardımcı olmadan ayakta beklemek.




kazıklamak


Hile yapmak, pahalı satmak.




kehel


Tembel.




kel


Küçük.”Kel bi evile bi de kel talla verdiler bize.”




keler


Dağlık alanda yaşayan kertenkele cinsi.




kel kötür


İşe yaramaz veya .”Bu kel kötür araba bizi daşımaz.”




kemre


Pislik




keraksınmak


Erinmek, üşenmek.




kerc etmek


Küçük düşürmek, alay konusu etmek. “Öndü: gün bizim biladeri düğün yerinde kerc etmiş.




keri


Sonra.”Bundan keri buradan bi yere getmen.”




kesdirmek


Peynir çökelek yapmak.”Biraz peynirile çökelik kesdirdiydim gavırın kedisi yemiş atıvemiş.”




kesek


Parça.”İki kesek peynir aldım.”




kese yoğurdu


Süzme yoğurt.




keşik


Sıra.”Tamam bundan sonra sığıra keşik dutalım.”




kız başı


Düğünlerde gelinin yanında bulunan yardımcı bekar kızlar.




kile


Tahıl ölçü birimi.




kirket


Halı dokumada ilmekleri sıkıştırmaya yarayan alet.




kisiren


Hamur kesmeye yarayan alet.




kişelemek


Kanatlı hayvanları kovalamak, ürkütmek.”Toyukları öte yana kişele bizim ba:çıya giriyollar.”




kişkirtmek


Dolduruşa getirmek,kışkırtmak.




köfün


İnce ağaç dallarından örülerek yapılan büyük sepet.




köklemek


Ağacı veya çalıyı köküyle topraktan çıkarmak, sökmek




kömbe


İçine çeşitli maddeler katılıp katlanarak hamurdan yapılan bir çeşit ekmek.




köpeğin mekicini ye


b. Yemezsen yeme.”Sofrada bal baklası mı var sandıydın, köpeğin mekicini ye.”




köpek boku gibi yığmak


d.Çok ve düzensiz yığmak.”Bu daşları kim buruya getirmiş, köpek boku gibi yığmış?”




köpek eniğini yitirse bulamaz


d. Çok karışık, her şey iç içe girmiş.”Bu evin hali ne böyle köpek eniğini yitirse bulamaz.”




köpek ileşi gibi


Çok ağır.” Ağlar otlanmış köpek ileşi gibi olmuş.”




köpek ürdüksür yalan söylemek


Çok fazla yalan söylemek.”Onun lafına inanma köpek ürdüksür yalan söyler o adam.”




körduman


Sis.”Vili:, gine her tarafı körduman basmış.”




körelmek


Keskinliği gitmek.




kör serçe


Serçe kuşu.




kösmek


Uzatmak. “ Endeki ayağını kösüp durma da biz de oturalım.”




köz


Kor.




kül küreği


Evlerde kıllanılan küçük kürek, çöp küreği.




kürt


Süpürge yapımında kullanılan bitki.




küsü


Kalın odun, oldukça kalın sopa.”Küsüyü bi vurdum tüsdü getdi öte yanna.”




küsü gibi


Çok büyük.”Mezerlikde bi bozörük var küsü gibi.”




küt


1. Ucu sivri olmayan veya kesmeyen.2.Sakat




kütelmek


Keskinliğini veya sivriliğini kaybetmek.”Ağaç düzüne düzüne bıçak kütelmiş.”




L







langa


Çocuk oyununda sayı.”Ütmecesine oynaman o:lum senile, langasına oynarsak olur.”




loda


Ekin yığını.




loda gibi yımak


Çok yığmak.”Elmaları gapısının önüne loda gibi yığmış.”




lom laflı


Lafını esirgemeyen,aklına ne gelirse söyleyen.”Amma lom laflı garı bu be.”




lök


Tavan arası.




M







maççalı


Uyuz,sünepe, hastalıklı.”Bi get hurdan maççalı herif hindi zopuyu yeycen.”




madik atmak


Hile yapmak,dalavere.




maflık


Yabani hayvan.”Amma pis maflık ha.”




mahallahta kalmak


Sahipsiz, elindekileri kaybetmiş halde ortada kalmak.

“Sen de gedince mahallahda galırız gari.”




mahana


Bahane.




mah mah


Büyükbaş hayvanları çağırma sözü.




mancar


Pancar.




mangır


Olmamış meyve.”Bu mangır gibi armıtları netcedin de getierdin?

-Samana gömcen oğlum orda erecek.”




mal bekçisi


Fareleri yediği için bu isim verilen faydalı bir kemirgen.




makat


Tahtadan yapılmış üzerine oturulan sedir.




masuz


Kasten, bilerek.”Masuz bizi bura getirdin demi.”




matıflamak


Bunamak.”Dedem yetmişinden sona evlence:miş, matıflıyyo heralda.”




mavrı


Taze cevizin kabuğundan bulaşan ve çıkarması çok zor olan leke.”Cevizleri bu ganereler çalmış, bak elleri hep mavrı olmuş.”




mayoş


Ekşimsi.




meh, me


Al. ”Meh, bunu evinize götür.”




mekge


Mısır.”Çakıldaklıda mekge ütüyo sen de get.”




melekse


Tarhana topağı.




merçimene


Yeşil kertenkele. Kertenkele yerine de kullanılır.




mesde


Evin giriş yeri.




met etmek


Övmek.”Öte:n mozasını met ede met ede bi godu.”




meymene meşmene


1. İsteksiz, gayet yavaştan.”Meymene meşmene geliyo gari. 2.Büyük bir keyifle.”Meymene meşmene oturmuş ora.”




meymenetsiz


Hayırsız, şerli.




mıdıl


Ucu sivri demir.”Amma düzümüş ha mıdıl gibi olmuş.”




mıklış


Oldukça yumuşamış meyve.”Armutlar mıklış olmuş.”




mil


Balçık.




miligöz


Tarlalarda çıkan zararlı uzun ot.




millenmek


Suyun tabanının çamur ile kaplanması..




moza


1.Domuz yavrusu.”Gırlı donuz gine sekiz moza dakmış ardına elmalıklara çıkıp gederdi.” 2.mec. Çocuk anlamında da sıkça kullanılır.”İki tane moza bizim ba:çeden erik çalmış.”




mozalama


Domuzun yarulaması.




mundar etmek


Telef etmek.




muratkuşu


Baykuş.




müzevir


Laf getirip götüren.




müzevirlemek


Laf taşımak.”Biri bizi dayıma müzevirlemiş.”




N







nahıl


Nasıl. “Nahıl olmuş bu iş anlamadım.”




nakıs


Sakar, zararlı. “Amma nakıs çocuk bu ya:, oğlum hura bi oturago len.”




namazla:


Seccade.




neciklerle


Hangi zorluklarla, binbir güçlükle.”Bobası onu neciklerle okuttdu.”




nem ben


Ne bileyim ben. “Nem ben geçenlerde o söyledi.”




netce:n


Ne yapacaksın?




neyder nişlersiniz:


Ne yaparsınız. ”Ee anlat ba:lım ollarda neyder nişlersiniz?”




O







obal


Vebal, günah. “Benden obal getdi arkadaş.”




obalı boynuna


Günahı boynuna.” Obalı boynuna, Hüsünün gızını bunlar gaçırasıymış.”




ocağı kör galasıca


b.Evi barkı dağılsın.




ocumak


Ürkmek,korkmak.




ocutmak


Ürkütmek.”Hayvanları ocutma da dünesinler gari.”




odun ocağın


Sevgi ifade eden söz.”Odun ocağın çocuk ne gözel gonuşuveriyo.”




oğcalamak


1.Elleri birbirine sürtmek. 2.Avuçla ufalamak.” Çorbaya azcık ekmek oğcaladım.”




oh olmuş


b. İyi olmuş, çok sevindim.




okuntu


Düğüne davet gönderme veya o davet esnasında dağıtılan hediye.




olmaz gomaz ol


b. Ölesice, yok olasıca.




olmaz olasıca


b. Ölesice, yok olasıca.




oluk


Bütün ağaçtan içi oyularak yapılmış su taşıtı.




o neydişiyki


“O ne yapıyor “ anlamında hayret sözü.”Yan yan yörüyüp geder a o neydişiyki.”




ono:


Hayret ünlemi.” Ono: ben mi dedim bunu?”




oturamak


Oturma amacıyla yapılmış yer.




oyu, oynu


Ya. “Gız abangil gelmiş oyu” “Ben dediydim de yapmadıydı oynu.”




oyuk


1.Oyulmuş olan 2. Büyük delik.




Ö







ödü bokuna karışmak


Çok korkmak.”Eskiden alanlarda şeytanlar ataş yakar, milletin ödü bokuna garışırımış.”




ödü sıtmak


Çok korkmak.”Araba aniden gelince ödüm sıtdı.”




öfenet


Bıkkınlık,büyük usanç.”Bu ısıcakdan adama öfenet gelecek.”




öğek


Suyun battığı, kaybolduğu yer.”Bizim tallada bi öğek var amma bulamadım.”




öğendire


Uzun değnekten yapılmış, ucuna sivri demir yerleştirilen ve öküze dürtmek amacıyla kullanılan alet.




öğselemek


Hırpalamak.”Bülüçleri öğseleme ölüler soğna.”




öldü yanı


Cenaze evi.”Yarın öldü yanına gedelim mi?”




ölet


Salgın, öldürücü hastalık.”Bu sene davşanlara ölet geldi.”




öncek


İş yaparken elbisenin pislenmemesi için öne takılan bez.




öngül


Nişan alma.”Eyi öngülle ha bunu da gaçırdıveme.”




öndü: gün


Dünden önceki gün, evvelki gün.”Öndü gün dedemgilin gapısında dilki pavkırıyodu.”




öte baş beri baş


Bir o yana bir bu yana telaşla.”Sazda malları gaybedince öte baş beri baş arıya arıya bulamadım.”




öte:n


Geçenlerde,birkaç gün önce.”Bunları öte:n şehirden aldık.”




ötürmek:


İshal olmak.




P







palatır


Bağ bozumundan sonra bağda kalan üzümler.”Dedemgilin bağından palatır topluya gedelim mi?”




palatır toplatmak


d.İyilerini alıp kötülerini bırakmak.”Bugün gine balığı dutdular bize palatır toplatdılar.”




palazlanmak


Tüylenmeye başlamak.




paldımsız


Üstüne başına dikkat etmeyen, paspal.




pasaf


Yalan, palavra.




patlak mekke


Mısırın patlayan cinsi.




patoz etmek


Buğday, arpa gibi mahsullerin tane ve samanının ayırma işlemi.”Yarın patoz etce:z, erken kalk ha.”




pavkırmak


Kurt, tilki gibi yabani hayvanların uluması.”Gavırçayırında dilki pavkırıyo.”




payam


Badem.




pelit


Meşe.




peşkir


Havlu.




pıtırak


Dikensi, yapışkan ot.




pontur


Pantolon.




popaz


Çok yaşlı ve sevimsiz kişi.”Popaz herif ne gezer bullarda bilmen.”




poskurmak


Domuzun homurtu şeklinde çıkardığı ses.




poz atmak


Hava atmak.




pürçük


Soğan,pırasa gibi sebzelerin yumrularının ucundaki ince saçaklar.




pürçüklü


Şaka amaçlı saçları uzun ve karmakarışık olanlara söylenen söz.




S







sade yağ


Tereyağı.




sadır


Islaklık.Tek başına kullanımına nadir rastlanır.Aşağıdaki kullanımı yaygındır.




sadır olmak


Aşırı derecede ıslanmak.”Dün bi yağmura dutulduk bağda, her yanımız sadır oldu.”




sa:r


Galiba, sanırım, umarım.” Yarın gelir sa:r.”




salmak


Pişirmek.”Ağşam dıkı pilav saldım soğanıla yedik.”




salvar


Salya, ağızdan gelen akıntı.




samırdanmak


Uykuda konuşmak.




savmak


Zamanı geçmek.” Bu sene mantarlar erken savdı.”




sayacak


Sac ayağı.




seğirtmek


Koşmak.”Seğirt bizim oğlana yetiş.”




seven


Bahçeleri çevirmek amacıyla dikilen kalın kazık.




seven gibi


Uzun boylu.




seyil


Sahil.




selinti


Sel sularıyla taşınan odun ve molozlar.” Çaya selinti toplamıya getti.”




senit


Üstünde hamur açılan tahta.




sepmek


1.Kapağı kapanmak.”Koş bizim sebet sepmiş.” 2.Geri tepmek, ters tepmek.”Sapan yüzüme sepdi.”




sepenli yağmak


Yağmurun rüzgarlı havada dik değil de daha yatay yağması.




sıkı


Fişek.”İki tane sıkı galdı.”




sıkılamak


Fişek doldurmak, fişek yapmak.Bu kelime eski doldurma tüfeklerde barutun sıkıştırılmasından gelir.




sırt


Elbise.” Gaynası iki gat sırt alıvemiş geline.”




sıklat


1.Boğazın ağrıması. 2.Bunaltıcı hava.




sikdir bokdan


d. İşe yaramaz.




sikdiriş


İşe yaramaz.”Endeki sikdiriş küreği atıve gari.”




sinişmek


Kokusu iyice içine işlemek.”Cığara kokusu zifir gibi sinişmiş üsdüne.”




sinmek


Saklanmak.




sinmece


Saklambaç.




soğan dikmek


Oturur vaziyette uyuklarken başın öne doğru inip çıkması.”Bizimki gine soğan dikmiye başladı, toyuk gibi her gün ağşamdan düner.”




soğan erkeği


d. Cesaretsiz, erkeğe yakışmayan davranışlı kimse.




soğulcan


Solucan.




somanak


Sivriltilmiş kazıkları toprağa saplayarak oynanan oyun.”Böğün aşşa: melenin mozalarını somanakda ütdüm atıvedim.”




soru melekesi


d. Çok soru soran kimse.” Soru melekesi gibi ne sorupduru bilmen bu adam.”




soyuklamak


Üşütmek.”Garda geze geze soyukladık vaziyet.”




sumsaklamak


Yabani hayvanların toprağı veya yiyeceği ağzını iterek dişlemesi.”Donuzlar Verem Bağlarda bizim elmaları hiç gomadan sumsaklamış atıvemiş.”




su sulamak


Tarla sulamak.”Buvam su sulamıya getdi.”




suva


Eski evlerde evin girişile odalar arasındaki boşluk.”




suyu dutmak


Tarlaya su vermeye başlamak.”Ben bitirdim sen suyu dut.”




sükse atmak


Hava atmak.




sümeşik


1.Karışmış, birbirine girmiş. 2.Yapışkan insan




sümeşmek


Karışmak, birbirine girmek.”Bu ipleri boyna kim sümeşdiriyo.”




sünlü yatmak


Halsiz,ayağa kalkacak mecali olmamak.”Emmim evde sünlü yatıyo.”




sünmek


Uzamak.”Elcek lasdikleri eyi sapan olur onlar güzel süner.”




süpürüntü köfesi


d. Elbiseleri oldukça kirli kimse.




sürge


Toprağı sürmeye yarayan alet.




süsmek


Öküzlerin tokuşmadan önce birbirlerine yan bakması.”Bizim öküz süsüyo, eyi tanı gari sizin danıyı netcek.””




Ş







şam


Çam.




şarahmana


Pekmez yapılacak üzümlerin tepildiği tahta oluk.




şelek


Şaşı.




şemşe:


Şemsiye.




şırkmak


Dövmek.




şibilen


1.Çamur ördeği . 2.Su kenarlarındaki uzun gagalı kuş




şinik


Tahıl ölçeği




şiplemek


Hemen şikayet etmek.” Hepsini gedip Musda dayıya sen şipledin de:mi?”




şirnek


Şımarık.”Çok şirnek bi gızı var.”




şirnemek


Şımarmak.




şöylevara


Pekiştirme sözü.”Temelden atlamasıyla nasıl çökdü çocuğun üsdüne şöylevara, çil bülücü gibi çığırtdı mozuyu.”




sumsaklamak


Domuzun ekili ürünleri dişlemesi.”Çakıldaklıda ne gadar üzüm varsa donuzlar sumsaklamış atıvemiş.”




T







tafar derman yok


d.Rahat yüzü yok, rahat vermiyor. ”Dudu yengenin oğlanlardan bizim mahalliye tafar derman yok.”




tahra


Ucu eğri, odun kesmeye yarayan alet.




takattelenmek


Eleştirmek, eleştirerek konuşmak.”Yeter gari takatdelenip durma.”




takatteli takatteli konuşmak


d.Eleştirerek, rencide ederek konuşmak.




takılatma


Ağı yuvarlak şeklinde çevirerek balıkları ürkütüp yakalamak.




takoza çıkarmak


d.Elindekilerin hepsini kaybetmek.”Bu sene de balık çıkmazsa takoza çıkdık demekdir.”




talaş


Biçilen ağaçlardan arta kalan döküntü..




talaş etmek


Paramparça etmek.




tapıdı dikmek


Ölmek.” Böyle gederse yakında sen de tapıdı dikersin.”




tapılatma


Mayalı ekmek.




tapıtlara gelesice


b. Ölesice.”Tapıtlara gelesice inek zebzeleri çığnadı atıvedi.”




tapıtmak


Dövmek.” Vallaha bak tapıdırın seni usulca gaybol.”




tapadan düşmek


Aniden gürültüyle düşmek.”Gece dama çıkdıydı , ayağı bi gaymış tapadan yere düşdü.”




tat


Dilsiz.




tefek


Asma yaprağı.




telaşe


Telaşlı olma durumu.




telaşe memuru


Ortalığı telaşlandıran kişi.




tellik


Takke.




temarut


Dik kafalı, asık suratlı kimse.




temel


Bir yerin etrafını çeviren diken veya çalı.” Gaplangaba temelin altından oyuk açıp girmiş.”




tenike


Tahıl ölçü birimi.”İki tenike buğday aldık.”




tengerek


Yünden ip eğirmeye yarayan alet.




tengerek gibi döndermek


Oldukça fazla döndürmek.




teneşire gelesice


b.Ölesice.




tersik


Hayvan gübrelerinin atıldığı yer.




teze


1.Taze.2. Yeni doğmuş.”-İneği sığıra sürdün mü?

-Ya a, evde ta: teze buzası var.




tezemedi


Yeni, vakit geçmemişken. “Ayağındaki kesiği tezmediyken dokdora gösder soğna eyileşmez.”




tığ


1. Örgü örmeye yarayan şiş. 2 Kemirtme oyununda ucuna sivri demir çakılmış tahta.




tıkıs


Bir uzun sopa ve bir kısa değnekle iki kişi veya takım halinde oynanan harika bir oyun.




tirki


Büyük leğen.




tivtiklemek


Bir orasından bir burasından tırtıklamak,elle küçük parçalar koparmak.”Ekmeği tivtikliyip durma.”




tokucak


Eskiden çamaşır yıkarken çamaşırları dövmeye yarayan büyük tahta.




tokuşmak


Kafa kafaya vuruşmak.




toklu


Yaban güvercini.




toşarmak


Surat asmak.”İki saatdır orda ne toşarıp durun sen be.”




toyuk


Tavuk




tuğ


Büyük tüy, kanat tüyü.




tuluk


Şişman




tutamak


1.Tutma yeri.” Tutamağından yapış da dengilmesin.” 2.Tutam




tüsmek


Uçarcasına düşmek.




tüğlemek


Zıplamak.”Fazla tüğleme endeki gırılcak ha.”




türkü çağırmak


Türkü söylemek.”Bi türkü söylüyve de dinliyelim gari.”




U-Ü







ucu bokda


Somanak oyununda somanağın topraktan tam çıkmamış hali.




uçurdumana gitmek


d.Olağanüstü bir hızla gitmek.”Bizim ata bice:z bi bak gari, uçurdumana gediyo.”




urfal


Nilüfer çiçeği.”Esgiden urfallardan sakal yapardık.




utaşmak


Uzanmak.”Ben utaşamadım bi de sen dene ba:lım.”




uy


Şaşırma ünlemi.”Uy, gaçılın bu yana geliyoru.”




uyarakıllı


Kendi aklıyla değil başkalarının aklıyla hareket eden.




uyku semesi


Uyku sersemliği.”Uyku semesiyle ne yapdığımı bilemedim.”




uylamak


Üstelemek, ısrarla vazgeçmemek.”Arkadaş bi herif uyladı bize, bazarda savana gadar canım çıkdı.”




ülüğüne kadar şişmek


d. Çok yemek, haddinden fazla yemek.Ülüğüme gadar şişdim yeter gari.”




ülük


Bidonların daralan yukarı kısmı.




ümük


Boğaz.




ümüklemek


Boğazlamak.”Bıçak yok endeki guşu ümükle.”




ünnemek


Çağırmak.”Dedem seni ünnedi İrbem emmi, çapık gelcemişsin.”




ünnüyve bi


Çağırıver.”Bizim oğlanı ünnüyve bi.”




ürün


Sütten yapılmış gıdaların genel adı.”Evde ürün olcak arkadaş her şey satın olmuyyo.”




ütmek


1.Yenmek.”Ben oynaman gari sen ütüp duruyon.” 2.Ateşte hafifçe pişirmek.”Öğlen sonu elmalıkdan mısır çalıp çayırda ütecez sen de gel emi.”




üyütlemek


Ayıklamak, seçmek.”Ülen amma akıllı moza ha, elmaların eyisini üyütledi.”




üyütmek:


Sütten yoğurt yapmak.” Bi tencire süt üyütdüm doyasıya yersiniz.”




V







varmak


Gitmek.”Oraya var, eşyaları al gel.”




vaziyet


Herhalde, galiba. “Vaziyet bizi bullarda aradı bulamıyınsır godu getdi.”




velesbit


Bisiklet.




vili:


Şaşırma ünlemi.” Vili: gavır gunladıkları neydiyollar bicez bak.”




vidon


Bidon.




varıve


Hemen git. “Varıve sen de get onlarıla.”




vurancı mal


İnsana saldıran hayvan.




Y







ya a


Hayır, olmaz. ”-Bizi elmalığa gadar götürüve bi be.”

-Yaa, benim işim var yayan gedin.”




yağır


Kir, pasak.”Endeki üsdün yağır olmuş ele güne garşı.”




yağede


Yağ bulaşığı.” Her yeri yağede oldu endekinin sırtını değişdir gari.”




yal


1.Kedi ve köpek yiyeceği.2.Mec.Yemek.” Ne o len yalını yemedin mi ürüp duruyon sabah sabah.”




yalangıran


Çok yalan söyleyen kimse.”




yalınayak


Çıplak ayakla.




yalın yengeç


Yan yan yürüyen kimse.




yanardaş


Düvenlerin altına konulan taş.




yanar yangı


Çok sıcak hava.” Endeki başına ıssı geçecek. Yanar yangıda çalışma, gölgüye oturago.”




yargın


Dik yamaç




yarma


1. İrice öğütülmüş mısır ve buğday tanesi.2.mec.İri yapılı kimse.




yatan ölmez yeten ölür


a. Kimin öleceği belli olmaz onu Allah bilir.




yayan yapıldak


Yaya olarak.




yayılmak


Otlamak.”İnekler çayırda yayılıyo ben de söğüdün dibinde azcık kesdiriyin geliyin.”




yayımcı


Ağzında laf durmayan, lafı herkese duyuran.




yaymacı


Seyyar satıcı, pazarcı.




yazmak


Sermek.”Halıları bi odaya yazdık .”




yedemek


Öküz veya koşum hayvanlarının düzgün gitmeleri için önlerinden iple çekmek.




yem çebici


Çok sık yiyen, sürekli bir şeyler yiyen kişi.” Yem çebici gibidir girdiği yere gıtlık getiri.”




yenli


Hafif.”Bu çuval yenli olunca golay çıkardık.”




yerli


İyice, iyiden iyiye.”Bu sene balık yerli kesildi gari.”




yer yedi yılan sokdu


d.Kayboldu, bulunamıyor.”Gapıdakı küreği yer yedi yılan sokdu.”




yeycek


Be Çok hırslı, aşırı derecede çalışıyor.”O gadar ağ atılır mı gölü mü yeycen?” “Büsürü elma dikmiş gine tallıyı yeycek.”




yıkıp yümürmek


d. Ortalığı talan etmek.”Ne sakar adam , her yeri yıkıp yümürdü.”




yıkışmak


Güreşmek.”Bu sefer eşek düşdü bi daha yıkışın “




yivmek


Yeniden hayat bulmak, yeniden ortaya çıkmak.”Kesdiğimiz erik kökünden yivmiş.”




yola düzülmek


d.Yola koyulmak, yola çıkma.”İki gadın yola düzülmüş gediyo ya nere gedeller bilmen.”




yontulmadık


Terbiye görmemiş, şımarık.”Amma yontulmadık adamsınız siz ya.”




yozmak


Kısır kalmak.”Bizim inek bu sene yozdu.”




yuka


Derin olmayan su.” “Bu tarafdan gel burası yuka.”




yular


Eşek,at gibi hayvanların boynuna takılan, onları yönlendirmeye yarayan ip




yunurmak


Yoğurmak.”Hamır yunuruyo gelmiycek.”




yüğrültmek


İnekleri boğaya çekmek.




yümek


Yıkamak.”Çamaşırları yüyünsür çay içe gel gı oldu mu?”




yüzünden ateş çıkmak


d. Çok utanmak.”Çamırlı çalplı milletin içine gelince yüzümden ataş çıkdı.”




yüzüne bakan yok


d. Değeri azalmak, ilgilenilmemek.” Eşşek arabaları çıkıncır gağnıların yüzüne bakan yok.”




yüzü yüncek


Şaka amaçlı kullanılan bir söz.”Yüzü yüncek nere gediyon?”




Z







zabali


Sabahleyin.




zangırdamak


Soğuktan tir tir titremek.” Soyukdan zangırdıyyo duruyo da içeri girmiyyo.”




zebil


İsraf etme.”Suyu bardağıla iç de zebil etme.”




zebile


Boyunduruğu bağlamaya yarayan ip.




zemberek var


Ne işin var.




zemeri


Kış.




zere


Buğday, arpa gibi tahılların genel adı.”Ağamgil gayığıla Gısdıvan tarafına zere almıya getdiler.”




zıddıka


Sıdıka.




zukkum yiyesice


b. Zehir zemberek olsun.”Zukkum yeyesice , burnundan gelesice herif seni.”




zırla


Hiç, katiyen. “Sende zırla akıl yok mu oğlum gışın suya batılır mı heç?”




zırnık koklatmamak


d.Hiç vermemek.”Pintidir kimsiye zırnık koklatmaz.”




zibit


Islak.




zibid olmak


d. Çok ıslanmak,sırılsıklam olmak.” Çilenti deyi bizi gandırdı her yanımız zibid oldu.




ziftin pekini ye


Yeme.” Gumpir aşını beğenmiyyo ziftin pekini ye.”




zivtimek


Sıyırmak, taneleri ayırmak.”Mekkeleri zivti de serelim hadi.” “Günaşıkları ziftiyelim de çocuklar yesin.”




zivtinmek


Kaşınmak.” Zivtinip durma şurda,öte get huylandım.”




zom zom akıllı


Başkalarının aklıyla hareket eden, uyarakıllı.” Bizim yeğen zom zom akıllıdır nere sürersen ora geder.”




zopa yasırı


Dayaklık, sopalık kimse.”Tam zopa yasırı olmuşsun

Seni eyice bi tapıtmak ilazım.”




zuval


1.Kızılcık.2.Dövüş değneği. 3.Ekmek yapmak için kesilmiş hamur topağı.Bu kelime yalnızca zuvalına s…çdığım bedduasında geçer. Kelimenin hangi manada kullanıldığı muallaktır.



TESPİT ETTİĞİNİZ YANLIŞLIK VEYA EK

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Birkaç ekleme daha yapalım da unutulup gitmesin bu kelimeler:
deşdivan: kır bekçisi
garerlemiye:Rast gele, gelişigüzel,özenmeden

Yapıyla ilgili bir ilginç husus daha:
fiillerin istek kipi soru şekliyle kullanılırken şahıs eki kullanılmaz bu nedenle fiilin şahsı adeta belirsizdir:
geliy mi, koşuy mu, gediy mi...
Sen alıp gelin mi ben burda galıy mı?
sen alamazsan ben alıy mı?