GÖLKONAK KÖYÜ TARİHİ



Muma (Gölkonak Köyü):

Muma ismi Türkçe bir isim olmamakla beraber yıllarca kullanılmıştır.İki su arası veya çatal muma dediğimiz yerdeyken bir yangında yeri değişmiştir.MÛMÂ;Okuması yazması olan şahıslarda kullanılır.Vakıflar sözlüğünde Osmanlılarda da okuma yazması olanlar muma-ileyh olarak vasıflandırılmıştır.Alaaddin Keykubat zamanında burasının bir ilim merkezi olduğu gerçektir.
Tarihi kayıtlar buradaki kiliselerden bahsetmese de Prof.Hall. 'Muma ve Hoyran mezarlarında gördüğü antik eserlerin Hıristiyanlığın ilk kiliselerinden ve mezarlığından getirilmiş olmalıdır.'der.Mumada aşağı kilise dediğimiz bir mevkinin bulunması bu kaydı doğrulamaktadır.

Beyşehir bölgesi, 1071 Malazgirt savaşından 70 yıl sonra 1142 yıllarında Selçuklu topraklarına katılmıştır.
1227 yılında, Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad zamanında veziri ve aynı zamanda mimarı olan Sadettin Köpek tarafından Kubad-Abad şehri ve Malanda Köşkü yaptırılmıştır.

O tarihte yakın çevrelerde köy olarak Muma köyü, mezra olarak Belen, İnönü, Çayır ve Kurucuova mezraları vardı.

Buraların yapımında çevre köy ve mezralardan kişiler çalışmıştır. Bu şehir, Selçukluların ikinci başkenti olarak kullanılmıştır.Kaynaklarda Muma ismine ilk olarak bu tarihte rastlıyoruz.Yani şehir köyle beraber Muma konar göçerlerin olduğu bir ova idi.

Şehirköy,Kürtler ve Muma köyleri ise 1230 yıllarında Alaaddin Keykubatın Kubadabad Sarayı ve buna bağlı Yenişehir'in tesisi ile kurulduğu varsayım içindedir.

Muma yani Gölkonak Köyünün Yıllara göre durumları

Beyşehir Sancağına ait 1466 tarihli Müsellim Defterinde Yenişehir Nahiyesinin kimi köylerinin aslında yörük olduğu samimiyetle yazılmıştır. Bu belgede, kimi köylerin yörük olduğunu dile getirirken Yenişehir (Şarköy), Kürtler ve Muma köylerinden gayri köyler kastedilmektedir.Bu köyler; Bademli, Kurucaova, Yenice, İsrailler, Küre, Keçilik ve Hoyrandır."

1485 yılında 69 nüfus 60 ev,
1507 yılında 73 nüfus 57 ev,
1524 yılında 101 nüfus 70 ev,
1584 yılında 188 nüfus mevcuttur.Bu tarihte kürtlerden sonra en kalabalık yerdir.

1507 yılında bir tımar çiftliği mevcut olup, Melik şah adında bir kişi tımar sahibidir. Yine bu yılda piyade ve müsellemlerden(Silahlı) 4 nefer ile 474 üşür geliri vardır.

1584 tarihli nüfus sayımına göre bu köyün gelir vergisi hasılı toplam 13000 akçedir.

1518 yılında bu köyde kayıtlı dört derviş görülmekte olup, Hacı İbrahim ve oğlu Abdi nin adı geçmektedir.Hacı İbrahim aynı zamanda zaviye(tekke) sahibi olarak görünmektedir.1584 yılında yedi neferden oluşan bu ailenin Ebu Eyyub-Ensarinin soyundan olduğu eski defterlerde kayıtlıdır. Öşürden başka bütün vergilerden affedilmiştir. Bilindiği gibi Ebu Eyyup Halid b. Zeyid el-Ensari Haz. Muhammed (s.a.v)in Bayraktarı idi. 672 yılında İstanbul kuşatmasında şehit olmuştu. Mezarı Şeyh Akşemseddin tarafından keşfedilmiş ve 1458 yılında bu yere bir cami yaptırılmıştı. 1453 yılında İstanbulun fethinden sonra Eyub-el Ensari yi ziyaret etmek için Medineden İstanbula gelen bu soyun Medine ye geri dönmeyip, Fatih Sultan tarafından Muma da iskan edildiği düşünülebilir.

Halk tarafından itibar gören bu kabir topluluğu(Tekke denilir) dini günlerle beraber başka günlerde de ziyaret edilir. Bu kabirler bu zatlara aittir.Üzerinde bir kitabe mevcuttur.

Bu kabirlerin ihyası dini ve milli bir borçtur.

Bu husustaki bilgiler şöyledir.
Cemaat An Nesl-i Ebu Eyyub Ensari Rahmetullahi Aleyh
Mustafa oğlu Ali.
Mustafa oğlu Hamza,
Ali oğlu Gül dede(Dede gül dağının ismini aldığı kişi),
Halil oğlu Ahmet,
Halil oğlu Hüseyin,
Halil oğlu Abdi,
Piri'nin oğlu İbrahim,
İbrahim in Oğlu Mehmet,1584
(M.Akif Erdoğdu,Beyşehir Sancağı Nüfus Sayımı S.215)

1522-84 Yıllarında bu nahiyenin(Yenişehir) merkez köyü Yenice olup kadı naibi(kadı yardımcısı)genellikle bu köyde otururdu.

1664 Yılında Muma ile Hoyran köyleri arasında sınır anlaşması yapılmıştır.1698 de tekrar bir anlaşmayla şimdiki sınırlar oluşmuştur.

1682 de Arpalık cihetinin Kurucuovaya verilmesiyle barış sağlanmıştır.

1714 yılında Muma ve Kurucaova yayla,keresteleri ve otlakıyeleri birlikte kullandığını tarihi kayıtlarda görmekteyiz.Akrabalık bağımızın tarihsel sürecini anlamak burda önemli.

Yavaş yavaş ikbalden düşen Yenişehir 1765 yılında ortadan kalkar.Meydan Larousse da
''Delibaşların zulmü yüzünden şehir dağıldı.Halk Muma Köyüne yerleşti''ifadesi görünmektedir.

1829-1846 Yenişar kazasının merkezi Hoyran Köyü

1836 li yıllarda Şehirköyden en son olarak Mumaya Emir Ahmet yerleşmiştir.Emirdal olarak anılan bu nesil.Dal soy ismiyle şimdiye kadar gelmiştir.

1896 larda Muma 49 Hane 195 Nüfus

1920 den sonra Şarkikaraağaça bağlanmıştır.

Seferberliğe 35 kişi gitmiş.3 Kişi geri dönmüştür.Geri dönenler Sıtkı Dayının Babası,Mehmet Düz'ün babası ve Kadı dededir.Conkbayırında kalan bu şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.

Gölkonak ;
1975 60 Ev 496 Nüfus,
1980 105 Ev 530 Nüfus,
1985 492 Nüfus,
1990 135 Ev 409 Nüfus,
1997 135 Ev 550 Nüfus

DELİ MUHARREM (TARİHTE SİYAH BİR LEKE)

1115 Hicrî, 1703 Milâdi yılı ahiri Muharrem ayı tarihli bir fermanda Muma Köyü ahalisinin Dergah-ı Muallaya verdikleri dilekçe sonucu yerine getirilen bir hükümde:

Muma Köyü halkı kendi köyleri dahilinde serbestçe dolaşıp, yollarından serbestçe geçmekte, meralarında koyun ve davarları, otundan ve suyundan faydalanmakta iken, adı geçen köyden mütegalibe (zorba) Deli Muharrem nam kimse yeniçeri havasına uyup, kendine tabi birkaç kişilerle müttefik olup, herkese ait olan mera ve yol yerlerini ziraat ettiği, davarlarını istediği şekilde otlattığı, inatlı yapısı ile halka sıkıntı verip şerli durumda bulunduğu, halk ol mahaldeki yollar ve yerlerde dolaşamayıp maddi ve manevi zarar içinde oldukları ve bu durumun önlenmesi hakkında dilekçe ve Hüccet-i Şeriye kararıdır.

Bu belgeye göre Deli Muharrem adındaki bir mütegalibe (zorba) kendine uygun birkaç kişi ile işbirliği yapıp mensubu bulunduğu Muma köyü halkının ortak malı için başkalarının davarlarına hayat hakkı tanımadığı, Kurucaova Köyünün bir kilometre güneyinde bir çardak (kışlak) yaptırarak Muma ve kurucaova halkına şerli durumu ile sıkıntı verdiği.

Beslediği kırkı aşkın azgın köpekleri akşamdan yaptırdığı ilân ile köy içine bırakıp sabahleyin tekrar toplatarak yerine kapatma işleminden köy halkı akşamdan sabaha kadar sokağa ve çevreye çıkamadıkları,(Köpeklerini bağladığı bu direkler hala mevcuttur)

Yeni zuhur eden henüz on haneyi geçmeyen Bademli halkının güçlü kişilerini bir araya getirip ormandan sırtları ile odun çektirdiği,

Ne zaman yaşadığı bilinmeyen bu zorbanın daha bir çok akıl almaz zalimliği, Yenişarda efsanevi bir şekilde dilden dile söylene gelmiş olup, elimizdeki bu belge bu olayı aydınlatmıştır.


***

1126 Hicrî, 1714 Milâdi yılı Safer ayı iptidası tarihli Beyşehir Sancak Beyliğine gelmiş bir hükümde Muma Köyünde vaki Kireçlik, Gerdimli, Ağras, Genek, Kuruova ve Koluncak Mevkilerinin odunu ve kerestelerini beraberce kesmekte ve davarları beraberce otlatmakta iken, Kurucaova halkı Muma Köyünü bu yerlerden bertaraf etmek istedikleri ve bu müdahalenin bertaraf edilmesi hakkında dilekçe ve hüccet-i Şeriye kararıdır.

Muma Köyü&nün Kurucaova Mevkiînde zuhur eden ve adını bu mevkiden alan Kurucaova Köyü adını almış olup, hızla gelişim göstermiştir. Kurucaova köylüleri, Muma Köyüne ait diğer Kuruova, Kireçlik, Gerdimli (Gerdimeci), Ağras (Ağros) Genek, Koluncak (Kozulca) gibi mevkileri her iki köy arasında beraberce otundan, suyundan, odunundan ve kerestesinden beraberce kullana geldikleri görülüyor.

Bu yıllarda Muma Köyünde yaşamış zorba Deli Muharremin ölümü ile adı geçen bu yerlerin, Kurucaova halkı tarafından tek yönlü kullanılmak istenildiği görülüyor.

1507 tarihli Çiftlikler şöyledir.
Bademlide Hacı Şadi,Hoyranda Halil,Abdal,Abdurrahman,Musa
Yeniceden Mehmedi,Halil Şehirköyden Hamza,Ahmet B.Nebi,Turan Hacı,Kurucaovadan Dur Hoca Mumadan Melikşahın ismi geçmektedir.Yine bu tarihte Mumadan 4 Hoyrandan 5 Şehirköyden 16 piyade ve müsellem(silahlı) görünmektedir.

Yine bu tarihte(1522-1584)Yenişehir Nahiyesinden 1 Köy 20 akça balık öşrü alınmış.Her balık ağı için 12 akça alınmış.

Yine bu tarihte yulaf(alaf) ve darı ekiminin çok olduğuğu tarihi kayıtlardan anlaşılmaktadır.

Kaynak:M.A.Erdoğru.O.Yön.Beyşehir Sancağı S.354,359


III. Murat zamanında yapılan 1583-84 tarihli tahrire göre Beyşehir, Karaman eyaletinin 8 sancağından birisi idi. Bu tahrire göre Beyşehir Sancağı; Kıreli, Yaylasun, Cezire, Göçü, Yenişehir(Yenişarbademli), Kaşaklı, Gurgurum, Bozkır ve Yağan nahiyelerinden oluşmaktaydı
[Kaynak] Erdoğru, M. A., "Karaman Vilayetinin İdari Taksimatı", Osmanlı Araştırmaları, Sayı: XII, İstanbul, 1992, s.428

İbn-i Bibi Selçukname'de Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı I. Alaaddin Keykubat'ın Konya'dan Alanya'ya giderken de bu yolu kullandığını yazmaktadır.

Kaşaklı Nahiyesine hemhudut olan ve Gölün batı kısmında kalan Yenişehir Nahiyesi genelde Teke, Alanya ve Manavgat'tan gelen yörüklerin yaylağı durumundaydı. Bademli, Hoyran (Gölyaka), İsrailler, Keçilik, Kurucuova, Kürdler, Küre, Malanda, Muma, Şehirköy (Şarköy) ve Yenice nahiyenin köyleri idi. Aliler, Karaada, Karagözpınarı ve Kızılada mezraları arasındaydı. Prof. A. S. Hall, antikçağda bu bölgede, Kurucuova dahil, yoğun yerleşim kalıntılarından dolayı kalabalık bir nüfusun barındığını ileri sürmektedir.
[Kaynak]Erdoğru, M. A., Osmanlı Yönetiminde Beyşehir Nahiyesi (1522-1584), İzmir, 1998, s. 33

Örneğin 1584 yılında Bademli köylüleri İsrailler köyünde; Kurucuovalılar Muma'da; Karadikenliler Aladorum'da; Davutlar Savcılar köyünde; Manastırlılar Üskelles köyünde; Çetni ve Ekeliler Adaköyü'nde ziraat yapmaktaydılar.

1466 tarihli Beyşehir'e ait müsellem defterinde Yenişehir, Kıreli ve özellikle Kaşaklı nahiyelerinde yaşayan kimi köylülerin aslında yörük olduğunu samimiyetle yazmıştır.[Kaynak]Erdoğru, M. A., "Karaman Vilayetinin İdari Taksimatı", Osmanlı Araştırmaları, Sayı: XII, İstanbul, 1992, s.428

Katip Çelebi Kaşaklı Kazası'nı şöyle anlatır; "Beyşehri'nin şimal-i garbiyesindeki bir merhaledir. Göl kenarına bitişik beş-on pare köy ve kazadır. Hafta pazarı durur. Yedi-sekiz pare köyüne Beyişehir derler. Göl kenarında olup, Anamas Dağı bununla Eğridir arasına düşer. Ve bu şehirde Alaaddin Keykubad eseri var, şehir gölü derler. Üç köydür.Ve bundan azim çam keresteleri kesilür. Anamas Dağlarından bir azim su inüb göle dökülür. [Kaynak] Katip Çelebi, Cihannüma, s. 619.

1894 yazında Beyşehir ve çevresini gezen Alman seyyah Friedric Sarre, Kaşaklı girişinde ırmakların olduğu, bu ırmakların ovayı bataklaştırdığı ve atlarının ayaklarının çamura gömüldüğünü yazmaktadır. Sarre, Kaşaklı'da bir müddet dinlendikten sonra kendilerini Kurucuova'ya götürmesi için buradan, yanlarına bir rehber alarak yola koyulmuştur. Sarre, Anamas Dağı'nın eteklerindeki yolun çok bozuk olduğunu, bu yüzden yanlarındaki muhafızın Kaşaklı'lı rehber yörük gencini dövmek istediğini de seyahatnamesinde belirtmektedir. Ayrıca seyyah, Anamaslardan göle doğru çektiği birkaç fotoğrafa seyahatnamesinde yer vermiştir.

[Kaynak] Friedric Sarre, Küçük Ön Asya Seyahati, (çeviri), İstanbul, 1996

Hiç yorum yok: